Kmü Öğrencisinin Şiiri Birinci Oldu

Kmü Öğrencisinin Şiiri Birinci Oldu
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) İslami İlimler Fakültesi birinci sınıf öğrencisi UĞUR ATAŞ, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) İlahiyat Fakültesinin düzenlediği şiir yarışmasında birincilik oldu

DEÜ İlahiyat Fakültesinin 50'nci Yıl Kutlamaları kapsamında düzenlenen "İlahiyat Fakültesi" temalı şiir yarışmasına gönderdiği "İlahiyat Sancağı" isimli eseriyle birincilik ödülüne layık görülen KMÜ öğrencisi Uğur Ataş'ın şiiri marş olarak bestelenmeye de hak kazandı.
Mersin'in Mut ilçesinde ikamet eden ve Mut Anadolu Lisesini bitiren Uğur Ataş, "İmam Hatipli olmak ve İlahiyat okumak benim hayalimdi. Ancak lise okuduğum dönemde Anadolu Liseleri popülerdi, ailemin yönlendirmesiyle Mut Anadolu Lisesini okudum. Küçüklüğümden beri içimde bir din sevgisi vardı. Mesela, evimizin karşısındaki caminin hocasıyla iyi anlaşıyorduk ve 9-10 yaşlarımda o camide müezzinlik yapıyordum. Zaten Anadolu insanının yapısında din hep önemli bir unsur olmuştur. Ben de hayatımı dine daha çok adamak ve bu konuya olan ilgimi akademik bilgiyle yoğurmak için üniversite tercihlerimde birinci sırada Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İslami İlimler Fakültesini yazdım ve kazandım. Burada bir yıl Arapça hazırlık sınıfı okudum, şimdi birinci sınıfa başladım." dedi. 
"Üniversite gençliği bir milletin zinde gücüdür, İlahiyat gençliği ise üniversite gençliğinin zinde gücüdür" sözünü nakleden KMÜ'lü Ataş, İlahiyat Sancağı isimli şiirinde bu zinde güce vurgu yaptığını belirtti.
Şiirle arasının oldukça iyi olduğunu dile getiren Uğur Ataş, 2012 yılında Mut Belediyesi ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün desteğiyle Nazende isimli bir şiir kitabının yayınlandığını, "Aşkın sözdeki nazı" temasıyla çıkan kitapta 100 civarında şiirinin bulunduğunu söyledi.
KMÜ öğrencisi Uğur Ataş'ın yarışmada birincilik elde eden şiiri ile diğer şiirlerinden örnekler aşağıdadır:
İlahiyat Sancağı
Yükseltecek son çağı / Asrın altın otağı 
Feth edecek her dağı / İlahiyat sancağı

Kalkacak ercesine / Rüzgar beklercesine
Gülecek ümmetine / İlahiyat sancağı

Akif'in kaleminde / Yunusların telinde
Her aşkın ateşinde / İlahiyat sancağı

Kurtuluştur muştusu / Gençlik şanlı ordusu
Bir zafer uğultusu / İlahiyat sancağı

Fatih'sin yirmisinde / Yurdun her köşesinde
Cihad meşalesinde / İlahiyat sancağı

Pervaneyiz nârına / Ortağız efkârına
Neferiz hür kavgana / İlahiyat sancağı

Küllerimiz
En temiz ateşi yakalım ahir zamana biz / Yanalım evvela, ne yol kalsın geride ne iz
İmanımız göz olsun bize, sevdamız ise diz / Göreceksin, dağları düz edecek küllerimiz.

Konstantinler kovacağız nice İstanbullardan / Filizlenip baş vereceğiz en sert kayalardan
Donmadan uyanacağız zemheri uykulardan / Kurtlar sofrasında zehir olacak küllerimiz.

Duaya kalkan avucunda bulacaksın beni / Alevler haykıracak nice sevdiğimi seni
Biz eriteceğiz her pranganın zincirini / Ümitsizliğin başını vuracak küllerimiz.

Edep serpeceğiz sevdamızın her köşesine / Aşk üfleyeceğiz dalımızın her meyvesine
Minare saplar gibi Moskovaların kalbine / Nemrut ateşlerini söndürecek küllerimiz.

İhtilal olacağız ayrılık tiranlarına / İsyan olacağız çaresizlik saraylarına
Devrim olacağız yalan sevdaların yurduna / Sessiz bir duada nefes olacak küllerimiz.

Birliğimize biat edecek engellerimiz / Aşkın her yokuşunu bilecek gönüllerimiz
Bir gün gelir de günahı seçerse ellerimiz / Aklımıza ateşi getirecek küllerimiz.

Alarcın
Mızrağın Hamza’yı vurduğu yerdeyim
Mecnun’un çöllerde yandığı demdeyim
Sorma artık kimseden, sorma nerdeyim
Ateşin düştüğü yerdeyim Alarcın.

Ben artık yarım kalmış garip secdeyim,
Kimde ağlasam, kimde gülsem sendeyim.
Beni uçurumdan ittiğin yerdeyim,
Sorma artık kimseden, sorma nerdeyim
Ateşin düştüğü yerdeyim Alarcın.

Nefretim
Ağır ol nefretim,
Farketmesin kimse varlığını.
Sus ve saklan diş sıkmaların koynunda, 
Küçüksün daha.
Gözyaşlarımla iyi beslen,
Ve söyleyemediklerim kundağın olsun. 
Uyu ve büyü.
Şimdi uyu nefretim,
Sabahımız olmadı daha.

Onethera
Gün bitti tatlı ızdırabım,
Ve güneş çekti elini semadan.
Nice ezanlardır senin uyanmanı bekliyorum.
Ah Onethera!
Uyurken öylece bırakıp gitmemeliydim seni
Uzattıkça uzatmalıydık son secdeyi.
Senin rızkındı azığımdaki sevgi,
Ve keraat uykusuna kurban gitti.
Şimdi hangi ezan kıyabilir senin uykuna Onethera,
Hangi akşam getirir seni bana.
Her karanlıkta bir çiçeği suladım senin sevginle,
Ama hiçbirinde bulamadım senin eşsiz rengini.
Beklediğim hep seni uyandıracak bir ezan sesi,
Duyduğum ise
Ağustos böcekleriyle akşam sefalarının dertleşmesi.
Sensiz huzur da kalıcı değil Onethera.
Hep bir misafir havasında
Bavulu hep hazır.
Bıraktığın acı,
Zaman denen bu nehre karışmıyor Onethera
Yokluğunla yıldızım barışmıyor Onethera...