Yenişafak yazarı: İdam geri getirilebilir
Yayınlanma:
Yenişafak yazarı idam yasasının hükümetin gündeminde olduğunu iddia etti.
Yenişafak yazarı Abdulkadir Selvi bugünkü yazısında tartışma yaratacak bir iddia ortaya attı. Selvi yazısında AK Parti Genel Merkezi dahil bir çok ciddi zeminde terör suçlarına yönelik idamın tartışıldığını ileri sürdü.
İşte Abdulkadir Selviʹnin o yazısı;
İdamʹın geri getirilmesi tartışılıyor
24 şehit verdiğimiz Çukurca saldırısı bir dönüm noktası oldu adeta. MİT-PKK görüşmesini dahi büyük bir olgunlukla karşılayabilen toplum, 24 şehit haberiyle vurgun yemiş bir sarsıldı.
ÖCALANʹIN DURUMU DA YENİDEN ELE ALINABİLİR
Çukurca algılarımızı değiştirdi. Terör bitecekse, kanın akması duracaksa PKK ile de görüşülebilir diyenlerin, şimdi zamanı değil ama Türkiye normalleştiği taktirde Öcalanʹın durumu dahi yeniden ele alınabilir tezine itiraz etmeyenlerin dahi kimyası bozuldu.
Öyle bir dip dalga olarak vurdu ki terör, katarakt ameliyatı geçiren toplumun gözlerindeki bantlar açıldı, gerçeklerle yüz yüze kalması sağlandı.
Çukurca bir milat oldu.
BU FİKRİ SAVUNANLARIN ORANI ARTTI
AK Parti Genel Merkezi de dahil olmak üzere ciddi zeminlerde, idam cezasının geri getirilmesi tartışılmaya başlandı.
Adi suçlara değil ama örgütlü terör suçlarına idam cezasının getirilmesini savunanların oranı artıyor.
İdam cezasının geri getirilmesi Türkiyeʹnin AB sürecini nasıl etkiler, Öcalanʹın yeniden yargılanması ya da daha önce hakkında verilen idam cezasının onanması mümkün olabilir mi? İdamın getirilmesi PKK üzerinde ne denli etkili olur, caydırıcı bir gücü olur mu?
İdamın geri getirilmesini savunanlar, bu soruların cevaplarını da düşünüyor.
İSRAİL VE ALMANYA BU YÖNTEMİ UYGULUYOR
Yarın yapılacak olan MGKʹda ele alınır mı bilemem ama, kabinede bu fikri savunanların sayısının az olmadığını bilmenizi isterim.
Bir süredir PKKʹnın lider kadrosuna yönelik bir operasyon beklentisi hakim. Örgütü demoralize edecek birkaç ismin derdest edilip getirilmesi gibi seçenekler üzerinde duruluyor. Özellikle de Türkiyeʹye yönelik saldırıların talimatını veren Fehman Hüseyin, Mustafa Karasu ve Duran Kalkan ismi üzerinde duruluyor.
Almanya Baader-Meinhof çetesini, liderlerini cezaevinde infaz etmek suretiyle tasfiye etti. İsrail bu yöntemi başından beri kullanıyor. Bu seçenek artık bizde de tartışılmaya başlandı. Daha fazla ayrıntıya girmeden burada bir nokta koyup, hemen akla ilk gelen soruya geçmek istiyorum.
PKKʹnın lider kadrosundan birileri yakalansa ne olacak? Birçok insan ,"Besleyeceğiz" ya da "yeni bir ada mı açacağız" gibi yanıtlar verecek. O nedenle,"Eğer böyle bir operasyon yapılacaksa, önce idam cezası geri getirilsin" tezini savunanlar var. Bunlara, "Beslemeyelim, asalımcılar" diyebiliriz.
AK Parti Genel Merkeziʹnde Amerikalı bir gazeteci ile bir parti yöneticisi arasında şöyle bir diyalog geçiyor;
-KCKʹlılar seçilmiş insanlar. Silah çekip bir kişiyi öldürmemişler. Siz onları niye tutukluyor sunuz?
-Usame Bin ladin silahını çekip kaç kişiyi öldürdü?
-Kimseyi öldürdüğünü hatırlamıyorum.
-Ama siz onu öldürdünüz
-Ama o terör örgütü yöneticisiydi.
-KCKʹlılar da terör örgütü yöneticisi. Silahı çekip adam vurmaları gerekmez. Zaten lider talimat verir,tetik çekmez.
İDAMIN GETİRİLMESİ SORUNU ÇÖZER Mİ?
İdam cezasını getirmenin bir de AB boyutu var. ABʹye uyum yasaları kapsamında kaldırılmıştı idam. İdamın getirilmesini savunanlar, "AB,Türkiye için hedef olmaktan çıktı, zaten ABʹnin de Türkiyeʹyi almak gibi bir düşüncesi yok" görüşünü savunuyorlar.
Peki idam getirilirse Öcalan bundan etkilenecek mi? Yani idamı getirip, Öcalanʹı asacak mıyız? Mağdurun lehine hükümler işler kaidesi gereğince bunun mümkün olmadığı, Öcalan dosyasının iç hukuk yolları tüketildikten sonra AİHM boyutunun da tamamlandığı belirtiliyor. Ama bu devlet isterse, son olayların talimatını verdiği gerekçesiyle yargılar mı? Orasını bilmem.
Peki idamın getirilmesi, Öcalanʹın ya da yakalanan PKKʹlıların idamı sorunu çözer mi?
PKK öylesine şımardı, işi öyle bir cinnet noktasına ulaştırdı ki, sorunun çözümünden ziyade yılanın başının ezilmesi öncelikli tercih haline geldi.
"Kurda merhamet etmek, kuzuya zulmetmektir" sözünü bundan sonra daha sık duyabilecek gibiyiz.
Daha 1 hafta önce biraz PKKʹnın burnunu sürtelim sonra oturur müzakere ederiz deniliyordu, Çukurca saldırısı toplumun kimyasını öyle bir bozdu ki, idamdan aşağısı kurtarmıyor.
Zor bir dönemden geçiyoruz.
Sağduyu da bu tür zamanlar için gerekli oluyor.
Bu sıkıntılı sürecin içinden de yine milletin sağduyusu ile çıkacağız.
Bir kez daha milletimle iftihar ettim.
Türk milliyetçiliğinin simgesi olan Yozgatʹta bir şehit babası, " Kürt-Türk düşman değil. Biz kardeşiz" diyebiliyor. Bu milletle iftihar edilmez mi?
Hepimizin ama hepimizin Yozgatlı şehit babasından ders almamız ve onun kadar sağduyulu düşünmemiz gerekiyor.
Deprem de gösterdi ki, zor günleri bölünerek değil, daha çok birleşerek aşacağız.