(Özel Haber) İş Dünyası Uzlaşılı Bir Koalisyon Hükümeti İstiyor

(Özel Haber) İş Dünyası Uzlaşılı Bir Koalisyon Hükümeti İstiyor

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, seçim ekonomisinin Türkiye’ye 17 milyar dolar kaybettirdiğini belirterek, "Önümüzdeki süreç gerçekten çok tehlikeli boyutlara gidiyor. İş dünyası katiyetle erken seçim istemiyor, uzlaşılı bir koalisyon hükümeti istiyor” dedi.MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye’de 7 Haziran seçimlerinin ardından koalisyon hükümeti görüşmelerinin sonuçsuz kalması ve erken seçim ihtimalinin güçlenmesinin iş dünyasına ve ekonomiye yansımaları ile iş dünyasının kaygılarını İHA muhabirine anlattı. “İş dünyası erken seçimi katiyetle istemiyor. Kaldı ki, yapılacak olası bir erken seçimde yine aynı sonuçların çıkmayacağını kimse garanti edemez” diyen Aşut, son dönemde ekonominin tamamen dışarıda kaldığını, Türkiye’de sadece siyaset konuşulduğunu söyledi. Aşut, “Önümüzdeki süreç gerçekten çok tehlikeli boyutlara gidiyor” uyarısında bulundu.Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dün görevini iade etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belki görevi CHP’ye vereceğini ifade eden Aşut, “Beklentimiz odur, çünkü biri başaramadı diye ötekiler de başaramaz şeklinde bir mantığımız olmamalı. İş dünyası olarak biz katiyetle erken seçime sıcak bakmıyoruz. Bizim öncelikli gündemimiz mutlaka ekonomi olmalı, siyaset olmamalı. İş dünyası olarak, Meclis’teki siyasi partilerin göstereceği bir uzlaşmanın ülke siyasetine ve ekonomisine daha olumlu mesaj vereceğine inanıyoruz, buna da istikrar diyoruz. ‘İstikrar istiyorum’ deyince tek parti hükümeti olarak algıladı insanlar. İstikrardan kastımız, uzlaşılı bir ortam istiyoruz biz. Hangi partinin gireceği beni ilgilendirmiyor, tüm partiler girebilir. Siyasilerin belli bir noktada mutabakat sağlaması gerekiyor” diye konuştu.“YENİ BİR BELİRSİZLİK ORTAMI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”Son seçimlerde vatandaşın geniş katılımlı bir koalisyon modeli çizdiğine ve Kürt sorunu dahil olmak üzere her türlü sorunun bu koalisyonla çözümünü beklediğine dikkat çeken Aşut, “İş dünyasının da beklentisi bu yöndeydi. Dış dünya bize bir anlamda bu mesajı verdi. Ancak mevcut durumda yeni bir belirsizlik ortamı oluşturulmaya çalışılıyor. Seçim yapılsa ve tekrar koalisyon ortaya çıksa yine bir sonuç alınamayacak. Türkiye açısından büyük bir belirsizlik. Bu belirsizliğin büyük sıkıntıları var” ifadelerini kullandı.Türkiye’nin 2014 Mart ayından bu yana seçimler yaşadığını ama hâlâ düzelen bir şey olmadığını vurgulayan Aşut, ekonominin durma şansı olmadığını, dinamik, ayakta duran bir sistem olduğunu ve yürümesi gerektiğini kaydetti.Türkiye’de hiç kimsenin dünyada yaşanan ekonomik gelişmelerin farkında olmadığı eleştirisini de getiren Aşut, şunları söyledi:“Çin’de bir devalüasyon var. Kendi ekonomisini güçlendirebilmek için bunu yapıyor. Diğer tarafta Amerika faizleri indirme yönünde düşüncelerini ifşa ediyor. Bunların arasında kalmış bir Türkiye. Kimse buna bakmıyor. Biz önümüzdeki dönemde bu olaylardan dolayı yiyecek ekmek bulamazsak, Çin’deki olay mutlaka Çin ekonomisini harekete geçirecek ve yüksek performansa kavuşturacak. Amerikan hükümetinin de faizleri düşürüyormuş gibi yapması bile paranın Amerika’ya doğru gidişini sağlayacak. Otomatikman bize hiçbir yerden sıcak para gelmeyecek, ticaretimiz gelişemeyecek. Büyümeyen bir ekonomiyle siz nasıl ayakta durabilirsiniz? Böyle bir şansınız yok. Onun için biz öncelik ekonomi olmalı diyoruz. Seçim olabilir ama ekonomi daha çok konuşulmalı. Önümüzdeki süreçte erken seçim olacaksa da mutlaka siyasi partilerden ekonomik çözümler konusunda hedeflerini istiyoruz.”“DÖVİZDEKİ YUKARIYA DOĞRU TIRMANIŞ DEVAM EDECEK”Dövizin son dönemde yukarıya doğru tırmandığını ve tırmanmaya da devam edeceğini belirten Aşut, Türkiye için asıl problemin Amerika’nın faiz indirimi yapmasıyla yaşanacağının altını çizdi. Döviz kurlarının yukarıya doğru tırmanacağını anlatan Aşut, sözlerine şöyle devam etti:“Hem Çin’in parasını devalüe etmesi hem de Amerika’nın faizi düşürüyor olması, Türkiye’deki döviz kurlarını yerinde tutmayacak. Riskin olduğu ortamda döviz kurlarının aşağıda seyretmesi mümkün değil. İhracattan büyük para kazanacağız gibi görünüyor ama bu ihracatı yapabilmemiz için yurt dışından yarı mamul ya da hammadde almamız gerekecek. Para kazandığımızı sanacağız ama kazanmayacağız.”“İHRACATTA İKİ YILDIR PATİNAJ YAPIYORUZ”Türkiye’de belirsizlik devam ettiği sürece en büyük etkinin döviz kuru üzerinde olacağına vurgu yapan Aşut, geçen dönemde Merkez Bankası üzerinde sürekli ‘faizi düşür’ baskısı olduğunu, bugünlerde faizi düşürürse ne olacağından kimsenin bahsetmediğini söyledi. “Ekonomi yönetimi, devamlı suyun üzerinde yüzen bir yağ tabakası gibi nerede boşluk bulursa, nereden güç görürse oraya hareket eder" diyen Aşut, maalesef bunu anlatamadıklarını belirtti. "Siyasetçi siyasetine bakacak, iş dünyası da para işine bakacak" diyen Aşut, "Ekonominin politikasını yapacak. Biz ihracatta belli bir boyuta geldik ama iki yıldır hâlâ aynı yerde patinaj yapıyoruz. Bunun nedeni, yeni bir politika oluşturulması gerekiyordu ama bunu oluşturamadık. Bu politikayı oluşturamayınca şu anda ihracatımız aynı mertebede kaldı. Kişi başı milli hasılaya bakın belli bir yerde kalıyoruz. Eğer siz büyümeyen bir ekonomiyi yönetmek istiyorsanız, büyümeyen ekonomide kesinlikle istihdamı, kârlılığı artıramazsınız, insanların refah düzeyini tırmandıramazsınız” ifadelerini kullandı.Aşut, Türkiye’de yatırımların durduğuna dikkat çekti ve en önemli sorunlardan birinin bu olduğunu dile getirdi. Yatırımlar durduğu müddetçe başka sıkıntıların ortaya çıkacağına işaret eden Aşut, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşsizlik ortaya çıkacak. Mayıs’ta işsizlik tırmanmadı gibi gözükse de genç nüfusun çok büyük bölümünün işsiz olması, terörün yoğun olduğu ülkemizde çok önemli ve bunu iyi değerlendirmek lazım. Yatırımlar durunca işsizlik yukarı çıkacak. İşsizlik yukarı çıkınca genç nüfusa istihdam sağlayamayacaksınız ve kötüye doğru gidiş olacak. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu yatırımlarının korunması ve sürdürülmesinde güvenlik sağlamayla ilgili ciddi sorun oluştu. Siz onların güvenliğini sağlayamazsanız hiç kimse gitmez. Batıdaki yatırımlar durdu, hiç doğuya giden olur mu?”Yapısal reformların bugüne kadar hep ötelendiğini söyleyen Aşut, Türkiye’nin içinde ve etrafında yaşanan bütün sıkıntılara rağmen yapısal reformların hayata geçirilmemesinin büyük bir sıkıntı oluşturduğunu kaydetti.“17 MİLYAR DOLAR REZERV KAYBETTİK”Seçim sürecinin başladığı 2013’ten bu yana Türkiye’nin 17 milyar dolar uluslararası rezerv kaybettiğine dikkat çeken Aşut, şunları söyledi: “137 milyar dolar olan rezervimiz şu an 120 milyar dolara düştü. Bu, Türkiye için önemli bir gerileme. Seçim ekonomisi Türkiye’ye 17 milyar dolar kaybettirdi. Önümüzdeki birkaç ay içinde bu istikrarsız ortam devam ederse, sonunda bankacılık üst kurulları ya da değerlendirme kuruluşları bizim puanlarımızın çoğunu indirecek ve biz Yunanistan’dan farkı olmayan bir ülke haline geleceğiz. Ekonomi odaklı yürüyen, insan odaklı yürüyen bir yapının olması, yapısal reformların öne çıktığı önemli bir kazanım olacak. 12 yılda yaptıklarımızı 2013’ten bu yana kaybettik. Dışarıya doğru kaçış var. Erken seçim Türkiye açısından büyük bir belirsizlik ortamı oluşturur. Bu kadar büyük bir belirsizlik bu ülkenin kaderi olmamalı. Bu çerçevede biz artık seçim konuşmak istemiyoruz. İyi bir koalisyon başarılabilirse gerçekten Türkiye’nin kurtuluşudur. Artık seçim konuşmak yerine koalisyon hükümetini kurup gündemin ilk sırasına yine ekonomiyi almalıyız.”Türkiye’nin, içeride terör olayları dışarıda ekonomik sorunlar yaşanırken bu olaylarla mücadeleye hükümetsiz gittiğini söyleyen Aşut, sözlerini şöyle tamamladı:“Vatandaşın seçtiği bir hükümet tarafından değil, eski hükümet sorunları çözmeye çalışıyor. Mutlaka bir koalisyon hükümeti oluşturulmalı ve bu asla bir seçim hükümeti olmamalı. İş dünyasının bekleyen devasa sorunlarını çözecek bir çözüm hükümeti olmalı. Vakit kazanma olarak değerlendirilmemeli. Aksi halde çok ciddi bir yıkıcı etkisi olacak.”