KARAMANʹLI MAHKUMU CUMHURBAŞKANI AFFETTİ

KARAMANʹLI MAHKUMU CUMHURBAŞKANI AFFETTİ
Cezaevindeyken akciğer kanserine yakalanan Adnan Uysal, ailenin verdiği mücadelenin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün de verdiği Afdan yararlanarak ailesine kavuştu.
Cezaevinde iken hastalanan Uysal, ilk olarak cezaevi idaresi tarafından Karaman Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Burada durumu ağırlaşan Uysal daha sonra Konya Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Yapılan tahlillerde ise Uysal’a akciğer kanseri ile birlikte kemik ve batın kanseri teşhisi konuldu.
Belçika’dan daha sonra Türkiye’ye nakli yapılarak 8 yıldır cezaevinde kalan ve Karaman M Tipi Kapalı Cezaevinde akciğer ve kemik kanseri olduğu için yaşama umudu kalmayan müebbet mahkumu  44 yaşındaki Adnan Uysal, daha sonra Ankara Sincan L Tipi Cezaevine nakledildi. Uysal, af kapsamına alınması ile  Ankara Sincan L Tipi Cezaevinden önceki gün gece tahliye edilerek aile bireyleri tarafından Karaman’da annesinin evine getirildi.
            77 yaşındaki Anne Fatma Uysal; “Çocuğum çok hasta. Son nefesinde yanımda istiyorum. Büyüklere sesleniyorum. Merhamete gelsinler. Çocuğumu salsınlar çünkü çocuğum ölüyor, çürüyor. Ben her zaman Ankara’ya bu yaşımla ne kadar gidip gelebilirim ki. Merhametlerine sığınıyorum. Allah rızası için merhamete gelsinler, çocuğumu son aylarında bari göndersinler. Yeter artık çektiği çile.”demişti.
 
RAPOR’DA “ŞİFA ŞANSI MEVCUT DEĞİL, CEZAEVİNDE YAŞAYAMAZ”
 
            Adnan Uysal’ın ablası Gülşen Coştu ise; “Sayın Cumhurbaşkanım ben sizden Af istiyorum. Kardeşim Adnan Belçika’da cinayet işledi. Her insanın bir gün hataya düşebileceği gibi o da düşüp bir namus cinayeti ile suç işledi. 6 yıl sonra Belçika’da yattıktan sonra Türkiye’ye naklini istedik. Türkiye’ye getirildi. Çok şükür yanımızda olsun diye. Ama giyabında mahkeme yapılarak Türkiye’de müebbet yatacağını duydu burada. Buna üzüntüsüne bu çocuk Karaman M Tipi Kapalı Cezaevinde kaldığı sırada kanser oldu. Kanser hastalığı hiçbir zaman bilinmedi ve birden bire ortaya çıktığı sırada da kanserin, akciğer, karaciğer, mide, kemik ve bağırsaklar ile her yerini sardığı söylendi. 17 gün Konya Numune Hastanesinde yatırıldıktan sonra orada tedavisinin yapılamayacağı söylenerek Ankara’ya gönderildi. Ankara Numune Hastanesinde kanser olduğuna dair aynı rapor tekrar verildi.
Allah rızası için benim kardeşimi serbest bırakın. Çünkü biz son nefesinde ona suyunu vermek istiyoruz. Biz onu artık çok özledik. 10 senedir yanımıza kucağımıza alamadık biz onu. Ben kardeşimi istiyorum.
Doktorlar 5 ay önce kanser teşhisi konulan kardeşim için 6 yada 9 ay ömrünün kaldığını söylediler. Şimdi 5 ay zaten bitti. Kardeşimin ya 1 ayı ya da 4 ay ömrü kaldı. Giderek zayıfladı, ölüyor. Ne olur bırakın.”diye haykırmıştı.
 
11 YIL SONRA BABASINA KAVUŞTU
 
10 ay önce evlenen ve evlendikten 1 hafta sonra da babasının cezaevinde kansere yakalanması ile yıkılan 22 yaşındaki kızı Nalan Öner’de;
“Ben babamı istiyorum. Evlendim düğünümde bile olmadı. 11 yıldır hasretim. Artık babamı istiyorum, ölümcül hastalığa yakalanmış. O halde ben babamı yanımda istiyorum, yanında olmak istiyorum. Çok istiyorum babamı. Biraz hasret gidermek istiyorum, dertleşmek istiyorum. Ne olursunuz Cumhurbaşkanım, Başbakanım. Bakanlarım artık bizim sesimizi de duyun. Lütfen bize yardım edin. Babamı istiyorum ben, babamın ölüsünü istemiyorum. Kendisini istiyorum, lütfen düğünümde bile babam yoktu benim. Ben babamı istiyorum lütfen yardım edin bize. Hasta adamı napacaksınız orada. Ölümcül, ölümcül hastalığa yakalanmış benim babam. Ben ölüsünü istemiyorum babamın. Dertleşmek istiyorum ben, son günlerinde yanımızda olsun istiyorum. Bu kadar söylüyorum ben.”diyerek babasının fotoğrafını defalarca öperek gözyaşlarını tutamamıştı.
Anne, abla ve kızının feryatları yürek dağlarken, Kanser hastası 44 yaşındaki mahkum Adnan Uysal için Anakara Numune Hastanesinin verdiği raporda;
“Hasta kliniğimizde tetik ve tedavi edildi. Hastaya yapılan incelemeler sonucunda primeri bilinmeyen karsinom, akciğer ve karaciğer metaztası tanısı konuldu. Hastaya 1. Kür Kemoterapi (DCF) uygulandı. 2. Kür için yatırıldı. Hastanın hastalığı süreklidir. Tedavisinin 4-6 ay sürmesi beklenmektedir. Şifa şansı mevcut değildir. Hastanın cezasının cezaevinde infazı halinde hayati tehlikesi mevcuttur.”denildi.
Kanser hastası Adnan Uysal’ın Ankara Sincan L Tipi Cezaevinden dün gece tahliyesi yapıldığı ve Karaman’da ailesinin yanında istirahata çekildiği belirtildi.
Abla Gülten Coştu, kızı Nalan Öner ve anne Fatma Uysal, Cumhurbaşkanının “Af” hükmü ve resmi gazetede yayımlanması ile aile bireyleri sevinç gözyaşları döktü.
 
            CUMHURBAŞKANI AFFETTİ
 
2007 yılında Belçika’da öldürmek suçundan müebbet hapis cezasına mahkum edilen ve kalan cezasını da Türkiye’de infazına karar verilen Adnan Uysal, yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle  Adli Tıp Kurumu raporları ile sürekli hastalık hali kapsamında olduğu belgelenmesi Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından ilgili Kanun hükümlerince kalan cezasını kaldırdı.
             Resmi Gazetenin bugünkü nüshasında yayımlanan karar ile Adnan Uysal’ın kaldığı Ankara Sincan Cezaevinden çıkartılarak ailesine teslim edildiği ve Karaman’daki evine getirildiği öğrenildi.
             Karar Uysal ailesi tarafından sevinçle karşılandı.
            İşte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Resmi Gaetede yayımlanan kararı;
 
                “Cumhurbaşkanlığından:
 
 
            Karar Sayısı : 2011/20
 
            Belçika Mons İstinaf Mahkemesinin 17/12/2007 tarihli ve 1133 sayılı kararıyla, kasten adam öldürmek suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/05/2008 tarihli ve 2008/883 değişik iş, K: 2008/883 sayılı kararı ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve müebbet hapis cezasından kalan cezasının Türkiyeʹde infazına karar verilen ve cezası kesinleşen, Karaman İli, Merkez İlçesi, Çiğdemli Mahallesi, Cilt No: 53, Hane No: 45, Birey Sıra No: 60ʹda nüfusa kayıtlı, Şaban ve Fatmaʹdan olma, 15/02/1966 doğumlu, 30482467138 T.C. kimlik numaralı Adnan UYSALʹın kalan cezası, Adalet Bakanlığının 22/02/2011 tarihli ve B.03.0.CİG.0.00.00.03-102-5420-2010/2860/10531 sayılı yazısı ekinde gönderilen ve adı geçenin sürekli hastalık hali kapsamında bulunduğunu belirten Adlî Tıp Kurumu 3 üncü Adlî Tıp İhtisas Kurulunun 26/01/2011 tarihli ve B.03.1.ATK.0.06.00.03-101.01.02-10/86401-11787-0659 sayılı raporu sebebiyle, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi hükmü uyarınca kaldırılmıştır.