İslama Göre İnsan İlişkileri

İslama Göre İnsan İlişkileri
İslama Göre İnsan İlişkileri konulu konferansa katıldı.
İlahiyatçı yazar Mahmut Toptaş, Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) tarafından organize edilen “İslama Göre İnsan İlişkileri” konulu konferansa katıldı.
Kamuoyunda daha çok Ayasofya Camii eski imamı olarak bilinen emekli vaiz, Mahmut Toptaş, Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) tarafından düzenlenen  “İslama Göre İnsan İlişkileri” konulu konferans Yunus Emre Konferans Salonunda gerçekleşti.
İmamı Azam Camii imamı Mehmet Şimşekʹin Kuranı Kerimin tilavetiyle başlayan programda açılış konuşmasını yapan ÖG-DER Dernek Başkanı Mehmet Ali Bayrak, Dernek hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Daha sonra sahne alan İlahiyatçı yazar Mahmut Toptaş, “İslama Göre İnsan İlişkileri” konulu konferans verdi.
Çok sayıda davetlinin katıldığı konferansa konuşan ÖĞDER Başkanı Mehmet Ali Bayrak şunları söyledi;
Eğitim bir ülkenin geleceğidir. Eğitim ailede başlar, okulda devam eder ve hayatın kendisi de bir okuldur. Beşikte başlayan eğitim süreci insan ölünceye kadar devam eder.  Kâinatın bir ferdi olan insan da Allah tarafından ‘eşrefi mahlûkat’ olarak yaratılmıştır. İnsanın yaratılış gayesi Allah’a ibadet etmesi, yeryüzünde onun vekili, halifesi olması, onun dinine yardım edip, bize emaneti olan yeryüzünü insanların barış ve huzur içinde ömür sürmeleri için mamur ve yaşanılabilir bir hâle getirmesidir.
 
Eğitim ve öğretimin gayesi de insanın bu vazifelerini yapacak şekilde terbiye edilmesi, yetiştirilmesidir… İnsanın eğitiminde en büyük sorumluluk, ailelere; anne babalara, sonra devlete ve topluma aittir. Anne ve babalar çocuk doğduğu andan itibaren ona en güzel terbiyeyi, öğrenmesi gereken temel bilgileri vermek zorundadırlar. Bu bilgiler; çocuk Allah ‘a nasıl inanacak, insana nasıl bakacak, çevreye nasıl bakacak bilgileridir. Bu bilgiler birer ilim olarak insana hayatı boyunca lazım olan, hâl ilimleridir. Bir toplumun maddi ve manevi varlığının korunması, bu ilimlerin öğrencilere ve topluma verilmesine bağlıdır. Ailelerin ve devletin bu ilimleri nesillere öğretmesi en temel görevidir.
 
İktidarlar ilgili bakanlık; Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla eğitim politikalarını, bunu sağlayacak şekilde oluşturmalıdırlar. Bu; İnancımız, Anayasa ve yasaların iktidar mensuplarına yüklediği bir görevdir. Çünkü siyaset millete ve insanlığa hizmet etmenin aracıdır.
Bu arada böylesi önemli sorumluluğu olan Milli Eğitim Bakanlığına getirilen hemşerimiz, dostumuz Ömer DİNÇER Beyefendiye de başarılar diliyorum.
 
Türkiye’nin geleceğinin teminat altına alınması için eğitim sistemimiz ‘’Önce Ahlak ve Maneviyat ‘’ temelinden koparılmamalıdır. Bugün okullarda yaşadığımız sıkıntıların büyük çoğunluğu, bu temelin AB uyum yasaları bahanesi ile yozlaştırılmaya çalışılmasındandır… Çocuklarına ciddi bir ahlak eğitimi veremeyen toplumlar varlıklarını devam ettiremezler. Bir teşhiste bulunacak olursak; Milli yapımıza uymayan yönelişler yüzünden eğitimdeki bu günkü halimizi yapılan araştırmalar şu gerçeklerle önümüze koymaktadır.
           
Manevi yapımızın tahrip edilmesi, cinselliğin özendirilmesi, uyuşturucu ve alkollü içeceklerin kullanımının teşvik edilmesi, kumarın umut haline getirilmesi şiddeti doğuran gerçeklerdir.
Okullarda ve toplumda artan şiddetin en önemli sebebi bizce, eğitim sistemi içinde İslam ahlakına ve mefhumlarına konan ambargodur. Bu ambargo acilen kaldırılmalıdır.
Son yıllarda eğitim programları üzerinde ciddi değişiklikler yapılmıştır. Ancak bu programlara uygun olarak yazılan kitapların içeriği ve niteliğine baktığımıza milli kimliğimize ve tarihi geçmişimize uygun olmadığı uzmanlar tarafından belirtilmektedir.
Sadece fiziki imkânların iyileştirilmesi, kalitenin ve iyi insan yetiştirmenin göstergesi olamaz. Eğitimde kalitenin ve iyi insan yetiştirmenin göstergesi okutulan kitapların muhtevası ve yetiştirilen nesillerin topluma sağladığı fayda ve verdiği güven olmalıdır. Nesillere; insanlığa faydalı olma ve onlara güven verme duygusu ancak iyi bir ahlak eğitimi ile vermek mümkündür. Bu eksiklik yüzünden yetiştirilen nesiller topluma genel itibariyle güven vermemektedir.
 
Eğitimin en önemli unsurlarından biriside yönetimde disiplin ve ciddiyettir. Yapılan düzenlemeler olumluyu, ıslahı sağlayıcı; olumsuzu, ifsadı caydırıcı nitelikte olmalıdır.
 
Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak bizler geleceğimizi, eğitimde ‘’Önce ahlak ve maneviyat ‘’ prensibi esas alınarak, nesillerin maneviyatçı nesiller olarak yetiştirilmesinde görmekteyiz. Bizim evlatlarımız ‘’ insanların hayırlısı insanlara faydalı olandır ‘’ şuurunda yetiştirilmelidir. Biz islamla dirilmiş biz milletiz. İslam bütün insanların mutluluğunu sağlayan bir hayat nizamı ve bu mutluluğun tek çaresi olan bir dindir.
 
Eğitim sistemimizin iyi ve faydalı insan, Allah rızası için iş gören nesiller yetiştirilmesi için öncelikli önerilerimiz şunlardır:
1-        Eğitimde ‘’ Önce ahlak ve maneviyat ‘’ esas alınmalıdır.
2-        Materyalist anlayıştan, maneviyatçı anlayışa geçilmelidir.
3-        Bu halk müslümandır. İslam dini bu milletin evlatlarına doğru bir şekilde öğretilmelidir.
4-        Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri yeterli hale getirilmelidir. Ders saatleri arttırılmalıdır.
5-        Kesintisiz eğitime son verilmeli, acilen 4+4+3 kademeli eğitim modeline geçilmelidir.
6-        Eğitim ve öğretimin önündeki bütün engeller ortadan kaldırılmalıdır.
7-        YÖK ıslah edilmeli ve ülkenin ve insanlığın ihtiyaç duyduğu ilimleri geliştiren ve etkin insanlar yetiştirmek için terleyen bir hizmet kurumu haline getirilmelidir.
8-        Üniversitelerin sayıları ve kapasiteleri artırılarak, isteyen gençlerimizin yüksek tahsil yapmaları temin edilmelidir.
9-        Devlet millet zıtlaşması ortadan kaldırılmalı ve devlet millet kaynaşması sağlanmalıdır.
10-      Bütün mevzuatlar olumluyu, ıslahı, düzelmeyi, disiplin ve ciddiyeti teşvik eden, destekleyen, ifsadı bozulmayı önleyen mevzuatlar haline getirilmelidir.
11-      Öğretmen ve idarenin saygınlığı ve etkinliğinin arttırılması için gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
12-      Müfredat ve ders kitapları milletimizin inancı, tarihi ve kültür değerleri dikkate alınarak yeniden yazdırılmalıdır.
13-      Eğitim sistemimiz fikir kirlenmesinin aracı olmaktan çıkarılmalıdır.
 
Dernek olarak yapmak istediğimiz şey, ülkemizin maddi ve manevi kalkınmasına katkıda bulunmaktır. Doğruyu, iyiyi ve güzeli, faydalıyı, adaleti esas alarak, toplumun huzur içerisinde yaşamasına katkıda bulunmaktır.
İnsanları bulundukları mevkide başarılı kılacak ve hayırla andıracak üç şey vardır. Bunlar Hak’kı üstün tutmak, nefis terbiyesini esas almak, maneviyatçı olmaktır.
Maddi ve manevi kalkınmasını tamamlamış , insanının huzur içinde yaşadığı , sevginin, saygının , barışın , adaletin sağlandığı , insan haklarının kamilen uygulandığı müreffeh bir Türkiye ‘ yi kim istemez ki !..
 
Bütün bu güzelliklere, doğal zenginliği ve yetişmiş imanlı evlatları olan bir Türkiye’ye ulaşmak dileğiyle...