Davutoğluʹnun AK Parti Sivas Kongresi konuşması

Davutoğluʹnun AK Parti Sivas Kongresi konuşması
Cumhuriyet, YENİ OSMANLI korkusuyla bu habere vurgu yaptı YENİDEN CİHAN DEVLETİ KURACAĞIZ

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu AK Partiʹnin Sivas İl Kongresiʹnde konuştu. Bir buçuk saatten uzun bir konuşma yapan Davutoğlu, "Eğer milli egemenlik hakim kılınırsa, yeniden bir cihan devleti kurmamıza kimse engel olamaz. Bunun için 27 Mayısʹla da 28 Şubatʹla da hesaplaşacağız" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "27 Mayısʹla da 12 Eylülʹle de 28 Şubatʹla da hesaplaşacağız. Hesabımız şahsi değildir, siyasi değildir. Bu hesaplaşma bir millet adına hesaplaşmadır" şeklinde konuştu.

Cumhuriyet gazetesi ise Davutoğluʹnun Sivasʹta yaptığı konuşmada şu satırları ön plana çıkardı:



Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile katıldığı 4 Eylül Spor Salonuʹnda düzenlenen AK Parti Sivas 4. Olağan İl Kongresiʹnde yaptığı konuşmada, AK Partiʹnin Sivasʹı, Türkiyeʹyi imar etmek için hareket geçmiş kutlu bir yürüyüşün adı olduğunu belirtti.

BU TOPRAKLARDA BAŞKA ÜLKE KURMANIN HESAPLARI YAPILIYORDU
Sivas Kongresiʹnin yapıldığı günlerde Anadolu topraklarında bir ümitsizliğin hakim olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Milletimiz evlatlarını Sarıkamışʹta, Çanakkaleʹde, Yemenʹde kaybetti. Köylerde ziraat yapacak genç nüfus bile kalmamıştı. Bu topraklarda başka ülkeler kurmanın, bu toprakları talan etmenin hesabı yapılıyordu" dedi.

Sivas Kongresiʹnden önce iki grup insan olduğunu dile getiren Bakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Birinci grup, kadere razı olmuş, boyun eğmiş ve mandacılığa, Türkiye topraklarının esarete mahkum olmasına razı olmuştu. Bir de ʹbütün fertleri yok olsa, bütün köyleri yok olsa, bütün vatan tarumar olsa bile bu millet tekrar istiklali kazanacaktırʹ diyen ikinci grup vardı. Sivas Kongresi, bu grubun eseridir. Mutlak öz güvenle Sivas Kongresi bir mücadeleyi başlattı ve onun üzerinde bir cumhuriyet inşa edildi.

TEKRAR HASTA ADAM DEMEYE BAŞLAMIŞLARDI
Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları Sivasʹta ʹya istiklal ya ölümʹ derken yeni bir yola çıkıyorlardı. Şimdi baktığımızda bu iki grubun benzerleri 2001 yılında da vardı. 2001 yılında Türkiyeʹnin bütün ekonomik kaynakları tüketilmiş, tarihin gördüğü en büyük fakirliğe mahkum edilmiş bir ortam vardı. Batıda çıkan gazeteler tekrar ʹhasta adamʹ edebiyatına başlamıştı. Büyük bir karamsarlık hakimdi. Ama bu millete inanan bir kadro çıktı. Sayın Başbakanımız liderliğindeki bu kadro, aynen Sivas Kongresiʹnde olduğu gibi milli iradenin tam egemenliğinde bu milleti ayağa kaldırmaya aday oldu. Şimdi AK Partiʹye gönül vermiş olsun olmasın herkese sorma vaktidir. Sivas Kongresiʹnin ruhunu 2001ʹde kim canlandırdı? Sivas Kongresiʹnde olduğu gibi bütün hayat damarlarının kesildiğini düşünen bir milletin hayat damarlarını tekrar kim harekete geçirdi? Bu muhasebeyi 75 milyon kardeşimizin yapması lazım."

Davutoğlu, her seçimden siyasi tabloda hiçbir zaman görülmemiş bir başarıyla çıktıklarını, her iki vatandaştan birinin oyunu aldıklarını, ancak bununla yetinmeyeceklerini söyledi.

AK Parti iktidarı döneminde bir milletin yeniden tarih sahnesine döndüğünü ve bu sürecin üç odak noktasının olduğunu dile getiren Bakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

BU MİLLETİN CİHAN DEVLETİ KURMASINA KİMSE ENGEL OLAMAZ
"Birincisi milli iradenin mutlak süratle egemen olmasıdır. 28 Şubat sürecinin bakiyesi olan 2001 yılı şartları içerisinde millet iradesi gölgede bırakılmıştır. Millet iradesinin dışında kapalı kapılar ardında kararlar alınıyordu. AK Parti, hareketi şunu söyledi. Sayın Başbakanımız ilk konuşmasında vurgulamıştı; ʹArtık söz de karar da milletindir.ʹ Eğer, bu milletin önündeki engeller kalkarsa, eğer bu millete gönül veren öncüler bu milletle birlikte yürümeye karar verirlerse, eğer milli egemenlik bir daha hiçbir zaman sarsılmayacak şekilde perçinlenirse bu milletin yeniden bir cihan devleti kurmasına kimse engel olmaz. Onun için millet egemenliğinin önüne engel koymak isteyenlerle yüzleşiyoruz, yüzleşmeye devam edeceğiz. Hesap soruyoruz, hesap sormaya devam edeceğiz. 27 Mayısʹla da 12 Eylülʹle de 28 Şubatʹla da hesaplaşacağız. Hesabımız şahsi değildir, siyasi değildir. Bu hesaplaşma bir millet adına hesaplaşmadır. Bir muhasebesidir bu. Bir daha kimsenin kapalı kapılar ardında hesap yapmaması için bu muhasebeyi bugün yapmak zorundayız.

İkinci önemli ayağı ekonomide gerçekleştirilen büyük hamleler. Bakınız 2001ʹde çok küçük meblağlar için borç isteyen bir ülke vardı. Kişi başına düşengelir 2 bin 500 dolar civarındaydı. 10 yıl geçti, (bir asır değil) bugün kimseden borç istemeyen, borca ihtiyaç duyanlara elini uzatan bir Türkiye var. Üçüncüsü ise dünyada itibarlı bir yere sahip olmak."

DÜNYANIN HER YERİYLE VİZE ANLAŞMALARI YAPACAĞIZ
Davutoğlu, dış politikada üç şeyi gerçekleştirmeye çalıştıklarını ifade ederek, "Birincisi vatandaşlarımızın ve pasaportumuzun yurt dışındaki itibarını artırmak. Her yerle vizeleri kaldıracağız. İnsanımızı bu coğrafyaya, bu sınırlara
mahkum etmek isteyen anlayışın karşısındayız. Yakın zamanda 60ʹı aşkın ülkeyle vize anlaşması yaptık. Dünyanın her yeriyle vize anlaşmaları yapacağız ve insanımızın önünü bütünüyle açacağız" diye konuştu.

İkinci hedeflerinin Balkanlarʹdan Orta Asyaʹya, Afrika içlerinden Avrasya steplerine kadar geçmişte kader birliği yapılan her bir coğrafyada tekrar var olmak olduğunu vurgulayan Davutoğlu, o coğrafyaların kaderleriyle ilgileneceklerini, çünkü Türkiyeʹnin tarihin akışının merkezinde olduğunu bildirdi.