Yunus’un Gönlü Çalab’ın Tahtı Programı Devam Ediyor

Yunus’un Gönlü Çalab’ın Tahtı Programı  Devam Ediyor
Yunus’un Gönlü Çalab’ın Tahtı adlı programa bu hafta Karamanlı Eğitimci Yazar Osman Nuri Koçak konuk oldu

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörlüğü tarafından "2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı" kapsamında düzenlenen ve yönlendiriciliğini Muhammet Ali Orak'ın yaptığı programda Eğitimci Yazar Koçak, “Türk Dili ve Karaman” üzerine söyleşide bulundu.
Programda ilk olarak Yazar Osman Nuri Koçak'ın yazdığı kitaplar üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirildi.
"Karaman dil konusunda tektir ve rakibi yoktur."
Karaman'ın Türkçenin başkenti olması konusunda açıklamalarda bulunan Eğitimci Yazar Koçak şunları söyledi: "Karaman'ın Türkçenin başkenti olmasında pek çok sebep yer almaktadır; bunlardan ilki fermandır, ardından Karaman'ın tarihi kaderi. Yani Karaman hiçbir zaman heterojen bir topluluk olmayı seçmedi. Osmanlı ve Selçuklu gibi hep Türk toplulukları arasında olmayı tercih etti. Kendi kültürü dışındaki diğer toplumlarla iç içe olmadı. Karaman kendi dili içerisinde doğan, kendi dilinde yaşayan ender bir topluluktur. Karaman Türklüğü ve Türkçeyi kendi kaderi haline dönüştürmüştür. Bunların yanı sıra Yunus Emre'nin ve Atatürk'ün Karamanlı olması da başka bir etken. Karaman ciddi bir marka değeri olan bir yerdir ve en önemli unsuru dildir. Karaman dil konusunda tektir ve rakibi yoktur. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) gibi Türk devleti kimliği olan çok önemli bir kurum Karaman'ı 2011 yılında Türkçenin başkenti ilan etti. Ayrıca 1961 yılından beri Türk Dil Bayramının kutlandığı bir şehir burası. Böyle bir gelenek dünyanın hiçbir ülkesinde ve şehrinde yoktur. 1989 yılında da tüm iş yerlerindeki tabelaların yöneticiler tarafından Türkçe olması gerektiği konusunda yapılan pek çok çalışma yapıldı ve bizim bu konuda öncülük vasfımız vardı." 
“İnsan ve dil birbirinin rahmidir. Biz dilde doğar, dilin yatağında büyürüz."
Eğitimci Yazar Koçak, dilin önemine değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dil millet olmanın özüdür. Dilimiz varsa milletiz. Dil sokaktaki insanın da konuşabildiği, anlayabildiği dildir. İnsan ve dil birbirinin rahmidir. Biz dilde doğar, dilin yatağında büyürüz. Dilimiz kimliğimizdir. Dilimizi istediğimiz gibi yaşayamıyoruz. Şehre girdiğimiz zaman dili teneffüs edecek hale gelmeliyiz. Türk dilinin başkenti olmanın bir emeği var. Biz Karaman’da Türkçenin başkentinde bunu yaşatmalıyız. Cadde veya sokaklarımıza Türkçe isim vermeli, esnaf dükkanlarına girdiğimiz zaman fermanımızı görebilmeliyiz. Bir Türkçe andı yazmalı ve bunu okumalıyız.”
Türk Dili Bayramları hakkında da açıklamalarda bulunan Eğitimci Yazar Koçak, "Dil ile ilgili bir vakıf kurmamız gerekiyor. Bu, Türkçeyi başından sonuna alıp götürecek bir vakıf olmalı. Sekretaryası olan, sanal dünya ile irtibatı olan, uzun yıllar hafızası olan, çağdaş normlarla dil konusundaki envanterimizi, hazinemizi ayakta tutabilecek böyle bir kuruma ihtiyacımız var. Türk Dil Bayramına özel ritüellerimiz olmalı. Karakteristik görsel simgelere ihtiyacımız var. Dil üzerindeki kısır çekişmeler Dil Bayramının görkemini gölgeliyor. Karaman’daki kanaat önderleri ve yöneticiler dili yüceltmek için çalışmalar yapmalı. Ayrıca dil sadece Karaman'ın meselesi değil, Karaman bunun sadece motoru. Dil konusunda yapılan çalışmalardan oluşan bir dil dergisi de çıkarmalıyız. Görsel olarak yapılacak şeylerin yanında bu işin temel noktası olan bilimsel ayağını halledebilirsek önümüze kimse geçemez. Sevgiyle, dile olan saygıyla ve gelecek nesillere olan borcumuzla bu işi çözmeliyiz." diyerek sözlerini noktaladı.
Programda Karamanlı Eğitimci Yazar Osman Nuri Koçak bağlaması ile 'Geldim Şu Alemi Islah Edeyim', ‘Şu Karşıki Dağda Kar Var Duman Yok', 'Seher Yeli Nazlı Yare' adlı eserleri seslendirdi. Ayrıca Şef Hakkı Küçükşen'in  yönetiminde müzik dinletisine de yer verilen programda 'Mevlam Gül Diyerek İki Göz Vermiş', 'Gam Elinden Benim Zülfü Siyahım', ‘İşte Gidiyorum Zülfü Siyahım', 'Geçti Dost Kervanı' türküleri de icra edildi.