Selde Kaybolan Torunlarının Fotoğrafına Bakarak Hasret Gideriyorlar

Selde Kaybolan Torunlarının Fotoğrafına Bakarak Hasret Gideriyorlar
Mersin’de 29 Aralık 2016 tarihinde meydana gelen selde kaybolan ve halen bulunamayan 4 yaşındaki Miray Genç’in dedesi Ali ile ninesi Nadire Kırmızı, torunlarının fotoğraflarına bakarak hasret gideriyor. Ali Kırmızı, "2 aya yakın aradık ama bulamadık. Allah demek ki onu bir yere koymuştur. Cenazesi bize kısmet değilmiş" dedi.

Mersin’de 29 Aralık 2016 Perşembe günü meydana gelen sel hayatı felç ederken, bir ailenin de yok olmasına neden olmuştu. Selde merkez Toroslar ilçesindeki bir köprüden geçerken suya kapılarak debisi yükselen Yalınayak Deresi’ne düşen otomobildeki Serkan ve Fatma Genç çifti hayatını kaybetmiş, 4 yaşındaki kızları Miray ile 25 yaşındaki Sultan Uncu ise sel sularında kaybolmuştu. Bunun üzerine Miray ve Uncu’yu arama çalışmaları başlarken, Uncu’nun cesedi yaklaşık 3 ay sonra Muğla’nın Dalaman ilçesinde denizde balıkçılar tarafından bulunmuştu. Küçük Miray’ı ise yaklaşık 2 ay boyunca AFAD, Mersin itfaiyesi, polis, sahil güvenlik, dalgıç polis ve askerler, dedektör köpekler ile aramış ancak bir sonuca ulaşamamıştı. Olayın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen kızları ve damadı ile torunlarının acılarını halen yaşayan Ali ve Nadire Kırmızı çifti, özellikle de kaybolup giden ve henüz ortaya çıkmayan torunları Miray’ın fotoğraflarına bakarak hasret gideriyorlar.

"Cenazesi bize kısmet değilmiş"

Acılarını İHA muhabirine anlatan dede Ali Kırmızı, 29 Aralık’ta kızı ve damadının çocuğunu kreşe götürmek için yola çıktığını kaydeden Kırmızı, "Bir anda sele kapılmışlar. Arabayla birlikte dereden uçmuşlar. Arabayı bir gün sonra bulduk. Kızımızı hemen bulduk. Ardından damadımızı bulduk. Torunumuzu ise bulamadık. Yaklaşık 2 aya yakın arama yaptık ama sonuç alamadık. Allah demek ki onu bir yere koymuştur. Cenazesi bize kısmet değilmiş. Nasıl bir isteğimiz olsun ki. Her şey Allah tarafından geldi. Allah’dan geldiği için yapacak bir şeyimiz yok. Başka bir şey düşünemiyoruz" diye konuştu.

"Doğum gününü göremedi"

4 Ocak’ta torununun doğum günü olduğunu vurgulayan Kırmızı, "Doğum günü kısmet olmadı, doğum gününü görmedi. Yapacak bir şey yok. Çok akıllıydı, kreşe gidiyordu. Hatta kızım sabah erken kalkıyorsun, daha yaşın küçük kreşe gitme, burada kal diyorduk ama illa gideceğim diye heves yapıyordu. Oradan öğrendiği bilgilerden burada biz sorduğumuzda bize söylüyordu. En son sel felaketinden 4 gün önce gördük zaten. Geçen yıl biz Kerimler köyüne gitmiştik akrabaların yanına onlar da gelmişti. Başka da görüşme fırsatımız olmadı" şeklinde konuştu.

"Son görüşmemizde çok durgundular"

Son görüşmelerinde kızının durgun olduğunu belirten Kırmızı, "O gün torunumuz da durgundu. Kızım hep öleceğinden bahsediyordu. Son görüşmemizde kızım da torunum da çok durgundu. Her zaman hareketli olurdu ama o gün sakindi. Hatta giderken hani kızım öpücük vermiyor musun dediğimde bir şey yapmadı. Sanki öleceğini biliyor gibiydi, bize çok soğuk davrandıydı. 4 Ocak’ta doğum günü kutlayacaktık. Ben normalde doğum günü kutlamayı sevmem ama onun için pasta filan alır toplanırdık. O pastayı görünce sevinirdi. Onun gönlünü hep yapardık. Ancak kısmet olmadı" ifadelerini kullandı.