Mutlu Yüzler Derneği kuruldu

Mutlu Yüzler Derneği kuruldu
Karamanlı Anneler Kanserli çocukların her zaman yanında olacak.
Kanser hastası çocukları eğitimi, pedagojik desteklerinin sağlanması, istihdamı, sosyal aktivitelere katılımlarının gerçekleştirilmesi, şikâyet ve sorunlarının tespiti ve durumlarının iyileştirilmesi, Konya üniversite hastanelerine İl Özel İdaresinin tahsis edeceği bir otobüsle ücretsiz olarak gidiş ve gelişlerinin sağlanması, kanser hastaları ve kanser hastalıkları konusunda bir farkındalık meydana getirmek için kamuoyu oluşturulması gayesi ile harekete geçen şehrimizin duyarlı anneleri Avukat Şafak Yamanel yönetiminde 'MUTLU YÜZLER EĞİTİM YARDIMLAŞMA ve DAYANIŞMA DERNEGI'ni kurarak 2 Ocak Perşembe günü resmen faaliyete geçmişti.
Uzunca bir zamandır yoğun bir çalışma içerisinde bulunan gönüllü annelerimiz coşku, muhabbet ve inançla bu çalışmalara devam ederek nihayetinde Karamanımızda eksikliği hissedilen bir boşluğu doldurmuştur.
 
Avukat Şafak Yamanel Hanımefendi'nin yönetiminde kurulan derneğimiz, kanser hastası çocuklar ve yetişkin kanser hastası bireylerimizin sorunlarını yerinde tespit edip hastalarımızın istek ve şikâyetleri çözüm üreterek hizmetlerine devam edecektir.
 
Derneğimizin ilk icraatı da, şehrimizde bulunan kanser hastası kardeşlerimizin Konya üniversite hastanelerine ücretsiz olarak nakli ve kemoterapileri/kontrolleri bitince geri getirilmeleri konusunda haftada bir gün İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği'nin tahsis edeceği bir midibüs için bir protokol imzalayarak hastalarımızın ulaşım konusundaki sıkıntılarını çözmek olacaktır.
 
Bu güzel gelişmelerin Karamanımız adına çok verimli ve güzel bir kazanım olduğuna inanıyoruz.
 
Bu konuda bir yazı hazırlamak ve bu müjdeyi vermek, yıllardır kanser hastası çocuklar ve yetişkinlerle içiçe olan biri için bile zor bir vazifeydi.
 
Düşünsenize, yaşasın diye gece gündüz koşturduğunuz, onkoloji servisleri önünde sabahladığınız, kendi evladınızmış gibi üzerine titrediğiniz el kadar bir çocuk, bir duyuyorsunuz ki o küçücük bedeni artık o hastalığı kaldıramamış ve melek olup ötelere gitmiş. Ve siz o küçücük bedenleri kendi ellerinizle toprağa veriyorsunuz. Ki onlarla beraber yolculuk yapmışsınız, birlikte yemek yemiş, dertleşmiş, yeri gelmiş birlikte gülmüş birlikte ağlamışsınızdır.
 
Kanser, çağımızın en önemli hastalıklarından birisi. Tüm toplumu tehdit ediyor üstelik.
 
Örneğin ülkemizde ölen her beş kişiden birinin kanser hastalığı nedeniyle vefat ettiğini belirtirsem durumun ciddiyeti daha iyi anlaşılabilir.
 
Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre ülkemizde yılda 17 bin civarında kanser vakası tespit ediliyor. Bir başka deyişle günde 450 kanser vakası teşhis ediliyor.
 
Bakanlık tarafından hazırlanan rapor çok korkunç tespitlerle devam ediyor, bu rapora göre 2030 yılında 22 milyon yeni vakanın ortaya çıkması bekleniyor. Tüik raporlarına göre de kanser, tüm ölümlerin %20'sini oluşturuyor.
 
Yukarıda verdiğimiz rakamlar 2015 yılına ait, 2020 yılına geldiğimiz şu günlerde bu rakamların ne duruma geldiğini düşünmek istemiyorum.
 
Dram sadece kanser hastalığının geldiği bu rakamlarla sınırlı değil, bir diğer üzücü husus da şöyle; kanser hastası bireylerin çoğunluğu yoksul ve ihtiyaç sahibi bireylerden oluşuyor.
 
Elbette Devletimiz diğer hastalara olduğu gibi kanser hastalarımızın da gerek tedavileri, gerekse tedavi masrafları ile ilgilenip onları yalnız bırakmıyor. Fakat kanser hastalığının tedavisi de yüksek bir maliyet gerektirdiği için yoksul kesimin bu hastalıkla ilgili masrafları karşılaması oldukça zor oluyor.
 
Örneğin şehrimizin Devlet Hastanesi'nde kanser hastalarımızın tedavi görebileceği bir onkoloji servisi olmadığı için kanser hastası bireyler kendi imkanları ile çevre illerdeki üniversite hastanelerine gitmek zorunda kalıyorlar.
 
Kanser hastalarının toplu taşıma araçlarında seyahat etmeleri, enfeksiyon kapma riski nedeniyle doktorlarca sakıncalı görülürken bu hastalar maddi imkansızlıktan ötürü mecburen otobüs ve trenle kemoterapi almaya gidiyorlar. Bu seyahatlerde enfeksiyon kapan hastaların ise gördükleri tüm tedavi süreci bu nedenle tehlikeye giriyor.
 
İlgilendiğimiz birçok hastanın tedavi sürecinde aldıkları ilaçların onları bir yandan iyileştirirken, diğer yandan diğer dokularına da zarar vermesi ve bu sorunu giderebilecek bir tedavi şeklinin olmaması da ayrı bir dert.
 
Kemoterapi sırasında ya da sonrasında guatr hastalığına kapılan birçok hasta gördüm.
 
Beni en çok üzen durumsa küçücük çocukların kemoterapi sonrası ilacın etkisiyle ayakta duramayacak duruma gelmeleri. Kolay değil, damar yolu, kemoterapi, kan sayımı, intretekal, biyopsi gibi işlemler sonrası zaten kendisini zor taşıyan o bedenler yorgun ve zayıf düşüyorlar.
 
Fakat her şeye rağmen bu durumdaki hastalar yaşadıklarından bir başarı hikayesi çıkarabiliyorlar. Hayatlarına daha bir özen gösterip yaşamaktan zevk alma çabasına giriyorlar. Bir çiçeğe bir böceğe daha farklı gözle bakıyorlar, dünyayı bir harikalar diyarı olarak görmeye başlıyorlar.
 
Mutluluğun sadece sevgiden kaynaklandığını farkediyorlar, cesur olmayı, mücadele etmeyi, çeşitli beceriler edinmeyi ve erkenden olgunlaşmayı öğreniyorlar. Almayı değil de vermeyi, paylaşmayı daha çok seviyorlar.
 
Onların bu halleri de bizleri gelecek adına umutlandırıyor.
 
Bu umudun bizleri getirdigi son noktada da bizler kanser hastası dostlarımız için; "onları çok sevmekten başka, onlar için daha neler yapabiliriz" düşüncesine sevkediyor.
 
Bu vesileyle bu günlerde tatlı bir heyecan içerisindeyiz. Çevremizde onca kanser hastası dostumuza eğitimleri, pedagojik destekleri ve diğer ihtiyaçları için destek olmak amacıyla şehrimizin yüce gönüllü anneleri tarafından bir dernek kurma çalışmamız resmi kurumların izniyle gerçekleşti çok şükür.
 
Bu tatlı telaşımızdan haberdar olan birçok güzel yürekli dostumuz da bizleri manen destekliyor ve taktir ediyorlar ve bu durum bizleri sorumluluğumuz adına daha bir şevkle çalışmaya yöneltiyor.
 
Nasip olursa gerek kahvaltı ve kermes çalışmaları yaparak, gerekse hastalarımızı bilgilendirme konusunda toplantılar, etkinlikler düzenleyerek kanser hastası bireylerin hep yanında duracağız ve onlara yalnız olmadıklarını hissettireceğiz.
 
Bu vesile ile siz değerli dostlarımızı da bu güzel çalışmalarda yanımızda görmek bizlere büyük bir mutluluk verecektir.