Maduro'nun gözünde Venezuela özgür bir ülke

Maduro'nun gözünde Venezuela özgür bir ülke
Amerika'nın müdahalesi ile karışan Venezuela'da Maduro gerçekten iyi bir lider mi?

Amerika, mevcut Maduro yönetimindeki Venezuela'nın en büyük müşterisidir ve Venezuela yıllık dışsatımının (ihracat) 3 te 1 ini Amerika'ya yapmaktadır..

Özellikle, dünyanın en büyük petrol ve altın rezervlerine sahip olmasına rağmen, Chavez sonrası başa gelen Maduro'nun yanlış politikaları nedeniyle ülke ekonomisi çökmüş ve enflasyon kontrol edilemez boyutlara gelmiştir. Öyle ki, her 15-20 günde fiyatlar 2 kat artmaktadır.

Maduro'nun devletin bütün kurumlarını kendine bağlama, ülkede diktatör yetkilerine sahip tek adam olma, muhalifleri hapse atma, halktan gelen taleplere kulak tıkama politikaları nedeniyle 30 milyonluk Venezuela nüfusunun, başka yere gidebilme imkânına sahip, çoğu eğitimli ve sermaye sahibi, iş yapabilecek durumdaki yaklaşık 3,5 milyonu çevredeki ülkelere göç etmiş, adeta ülkeden kaçmışlardır. Aynı orandaki bir göç, ülkemizle kıyaslandığında yaklaşık 10 milyon Türk vatandaşının başka ülkelere göç etmesi manasına gelir. Türkiye'den eğitim görmüş, iş yapma imkânına sahip 10 milyon vatandaşımızın başka ülkelere kaçması halinde Türkiye ekonomisinin ne hale geleceğini tahmin edebiliyor musunuz? İşte, aynı şey Venezuela'nın başına gelmiştir. O nedenle ekonomi çökmüştür.

Ekonominin çökmesine bir sebep te petrol fiyatlarının düşmesidir. Geçtiğimiz yıllarda varil fiyatı 100 doların üzerinde iken, bol para nedeniyle sıkıntılar çok hissedilmemiş ancak 50 doların altına gelince adeta balyoz yemiş gibi olmuşlardır. Ülkede petrol ve değerli maden dışında gelir kaynağı yoktur. Üretim yok denecek kadar azdır. Venezuela'nın petrol gelirine dayalı, üretim yapılmayan bir ekonomi olması, petrol fiyatlarının düşmesinden en çok zarar gören ülke olmasına neden olmuştur.

Maduro'nun emperyalizme kafa tuttuğu ve bu yüzden ülkesinin kötü günler geçirdiğini sanan bizlerin, Venezuela'nın asıl devrimci lideri Chavez'in Abd'ye Newyork'un göbeğinde, BM kürsüsünden her seferinde büyük şeytan diye bağırmasına rağmen Venezuela halkının refah içinde yaşadığını, ne olduysa Maduro'dan sonra olduğunu bilmemesi de bir başka değinilmesi gereken noktadır.

Venezuela'nın para birimi Bolivar'ın sürekli değer kaybetmesi nedeniyle ülkede asgari ücret yaklaşık 20$ lara kadar düşmüştür. Ancak, ülkenin diktatör lideri Maduro, İstanbul'a gelip Nusret'te birkaç yüz dolarlık hesap öderken arkasına bile bakmamıştır.

Ülkedeki muhalefet sürekli baskılarla, liderlerin tutuklanması, hapse atılması, kimin yaptığı belli olmayan suikastlerle öldürülmesi gibi nedenlerden dolayı seçimler göstermelik olarak yapılmaktadır. Katılım oranları Türkiye'deki katılım oranlarının yarısı bile değildir. Bizde seçme katılım oranı %80-90larda iken Venezuela'da ülkenin en az yarısı oy kullan(a)mamaktadır. Dolayısı ile Maduro, serbest bir seçimde kendisinin seçilemeyeceğini gayet iyi bilmektedir.

Türkiye'nin Venezuela'daki krizde takınacağı en hayırlı tavır, herhangi bir tarafa çok fazla angaje olmadan, seçtiğimiz atın kazanamaması durumunda bir kapının daha kapanabileceği ihtimalini değerlendirerek orta yolu seçmesi olacaktır.

Birkaç yıldır uzaktan da olsa, Venezuela'daki durumu takip eden biri olarak âcizane görüşlerim bunlardır.