İktidar çürük binayı boya ile kurtaramaz

İktidar çürük binayı boya ile kurtaramaz
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Hükümet tarafından hazırlanan yeni anayasa tasarısını çürük binayı boyamaya benzetti.
Kurtulmuş, “Bina depremden yıkılmak üzere, mutlaka bu yapıyı tahkim etmemiz, çeliklerle güçlendirmemiz lazım iken, Türkiye’nin esas meselesi bu iken, siz pencereyi beyaza boyasanız ne olur, pembeye boyasanız ne olur. AK Parti görüldüğü kadarıyla bu Anayasa taslağıyla pencereyi boyamaya çalışıyor, rötuş yapmaya çalışıyor. Ya da daha açık tabiriyle bir ölü yüzü pudralamaya kalkıyor.”dedi.
 
Flash Tv’de her sabah ekrana gelen ve Yılmaz Tunca tarafından sunulan Gerçek Gündem programına konuk olan Numan Kurtulmuş, başta anayasa değişikliği olmak üzere gündemdeki konuları değerlendirdi.
 
ANAYASA REFORMU ŞART
Numan Kurtulmuş, Türkiye’de çözümü istenen hangi sorun olursa olsun, arkasında bir anayasa reformu gerektiğini belirterek, “Örneğin, Ergenekon tartışmaları oldu, ıslak imza -kuru imza tartışmaları oldu. Asker -sivil tartışmaları oldu, Balyoz Darbe Planı tartışmaları oldu. Bütün tartışmaların ardında baktığınız zaman siyasal sistemin yapısı ortaya çıkıyor.” diye konuştu.
 
Saadet Partisi olarak ifade ettikleri “bürokratik oligarşi”nin millete karşı hesap vermediğini,  millet tarafından denetlenmediğini ifade eden Kurtulmuş, bu durumun da özellikle 1960 ve 1980 darbe anayasalarıyla  tahkim edilen bir yapıdan kaynaklandığını kaydetti.
 
Numan Kurtulmuş, “Bu yapı nedir; bu yapı, milletle ilgisi olmayan, millet iradesinin üstünde bir takımadacıkların olmasıdır. Bu adacıklar millet iradesini hiçe sayan uygulamalar içerisindedir. Bunun en somut örneği de; 2007 seçimlerinden sonra 411 milletvekilin oylarıyla geçen anayasa değişikliğinde ortaya çıkmıştır. Başörtüyle ilgili iyileştirme olarak takdim edilen değişikliğin maalesef Anayasa Mahkemesi’nden geri dönmesidir. Anayasa Mahkemesi bu kararıyla birlikte, kendisini Türkiye’de parlamentonun üzeride bir senato konumuna getirmiştir.  Ve yine mevcut anayasamızın, Anayasa Mahkemesi’nin görevlerini tadad eden maddesine aykırı davranarak, bir anayasa değişikliğini sadece şekil bakımından değil, esastan değiştirmiştir.”şeklinde konuştu.
 
Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararıyla, 72 milyonun üzerinde bir karar mekanizması haline geldiğini belirterek, “Bizim bürokratik oligarşi dediğimizin çok somut en ileri örneklerinden biri bu olmuştur.”dedi.
 
AKP ÇÜRÜK BİNAYA BOYA PEŞİNDE
Gündemdeki Hükümetin anayasa paketine de değinen Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, AKP’nin değişiklik paketini “çürük binaya boya yapmaya” benzetti. Numan Kurtulmuş, şunları söyledi; “Bina depremden yıkılmak üzere.. Mutlaka bu yapıyı tahkim etmemiz, çeliklerle güçlendirmemiz lazım iken, Türkiye’nin esas meselesi bu iken, siz pencereyi beyaza boyasanız ne olur, pembeye boyasanız ne olur. AK Parti görüldüğü kadarıyla, bu anayasa taslağıyla pencereyi boyamaya çalışıyor, rötuş yapmaya çalışıyor. Ya da daha çık tabiriyle, bir ölü yüzü pudralamaya kalkıyor. Mesele bu değildir”
 
Türkiye’nin geldiği noktada, yol ayrımında bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye, ya hukuki ve siyasi reform içine girecektir, ya da rötuşlarla kaosu sadece ertelemiş olacaktır. Çözüm reformdan yana bir tavır ortaya koymaktır.” diye konuştu.
 
AKP’nin bir şeyler yapmaya çalıştığını, ancak zaman zaman “yapıyormuş” gibi davrandığını dile getiren Kurtulmuş, “AKP,  Anayasa değişikliğini istiyormuş gibi yapıp, milletin istediği reformları yapmak yerine, bir takım rötuşlar yapıyorsa, bunun adı aslında “yapıyormuş” gibi yapmaktır. Anayasa yapmak istemiyorsanız da açıkça çıkın söyleyin.” Dedi.
 
AKP’nin şu anda tarihi bir noktada durduğunu anlatan Saadet Lideri,  “Milletin kendisinden hem 3 Kasım’da, hem de 22 Temmuz seçimlerinde istediği, siyasi ve hukuki reformları başlatmasıdır. Sadece anayasa değil, siyasi partiler yasası, seçim yasası, seçim sistemi… Bütün bunların iyileştirilmesidir.” İfadelerini kullandı.
 
ÇÖZÜM; RÖTUŞ DEĞİL
Numan Kurtulmuş, Tanzimat’tan beri millete “bu ülkenin kiracısısınız” dendiğini, kira kontratının ise, birilerinin bir yerlerde, ya askerin namlusu ucunda, ya da AB’nin emretmesiyle hazırlanmış yasalar olduğunu hatırlatarak, “Biz de diyoruz ki, bu ülkenin kiracısı değil, ev sahibiyiz. Ev sahibiysek, sözleşmeyi yöneteceklere biz vereceğiz. Anayasa değişikliklerinin bam teli bu. Bu evin mülkiyeti bu milletin tamamına ait.” Dedi.
Çözümün millette olduğunun altını çizen Kurtulmuş, sürekli ifade ettiği “Anayasa meclisi” önerisini yineledi. Numan Kurtulmuş konuşmasını şöyle sürdürdü; 
 “ Bu Meclis son güne kadar yasa yapar. Ama 411 örneğinde olduğu gibi bir kilitlenme söz konusu. 411 oyla kabul edilen değişiklikte yaşanan kaosu aşmanın yolu; bir anayasa meclisidir.Doğrudan halk tarafından dar bölge tek milletvekili ve çift turlu olarak birebir halkın seçmiş olduğu anayasa meclisinin oluşması .. Bunun yapılabilmesi için 250 bin seçmenin oluşturduğu her seçim bölgesinden bir tane insan gelecek. Bu kişilerin belli vasıfları olacak.. Bu anayasa meclisi bir yıl süreyle çalışacak. Hazırlamış olduğu anayasa taslağını mevcut TBMM’ye vererek derhal referanduma gönderecek. Dolayısıyla milletin oylarıyla seçilmiş bir anayasa olacak.” Her halükarda yapılacak değişikliğin, referanduma götürüleceğini kaydeden Kurtulmuş, anayasa yapımını düzenleyen 175. Maddenin değiştirilerek referanduma bunun götürülmesini önerdi.
 
MESELE, ‘GÜL MÜ ERDOĞAN MI’  MESELESİ
Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgi yaşanan “5 yıl mı? 7 yıl mı?” tartışmasının hatırlatılması üzerine ise Numan Kurtulmuş, “Ben siyasette açık konuşan biriyim. Bu aslında Abdullah Gül mü, Tayyip Erdoğan mı tartışmasının hukukçası dır. Bakın milletle dalga geçmeye gerek yok. Çok güzel bir adım atılmış, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi sağlanmış.  İyi de Cumhurbaşkanını milletin seçeceği yasanın alt yapısı hala niye bekletiliyor. Her konu siyaset manevrası yapılamaz. Kimse şah değil, padişah değil, bırakın millete… Herkes milletle gelecek milletle gidecek.” Şeklinde konuştu.
 
GELİRLERSE CEVABIMIZ HAZIR
AKP heyetinin Anayasa konusunda kendilerinden randevu talep etmeleri halinde ise Kurtulmuş verecekleri cevabı şu şekilde özetledi; “Türkiye’de köklü, siyasi ve hukuki bir reform çabası, radikal, ileri bir çalışmaya gidilirse, Saadet olarak söz veriyoruz, milletin “evet “demesi için köy köy, kasaba kasaba gezerek destek veririz. Ancak mesele pencere boyamakla kalırsa, rötuş tedbirler önümüze gelirse, gelen heyete bunun anlamsızlığını anlatacağız.”