İNŞAATTA YÜK TAŞISA DA O ESASINDA BİR ÖĞRETMEN

İNŞAATTA YÜK TAŞISA DA O ESASINDA BİR ÖĞRETMEN
KARAMANda Ünivesite kampüsünde inşaat işlerinde gündelik olarak çalışan 29 yaşındaki Yusuf Açar öğretmenlik mesleğine geri dönmek istiyor.
KARAMAN’da Ünivesite kampüsünde inşaat işlerinde gündelik olarak çalışan 29 yaşındaki Yusuf Açar öğretmenlik mesleğine geri dönmek istiyor.
            Van’ın Gürpınar İlçesine bağlı Güleçler Köyünde 4/B sözleşmeli öğretmen olarak Sınıf Öğretmenliği yaptığı sırada, hakkında tutulan tutanak sonrası görevine son verilen Yusuf Açar, öğretmenlik yerine şimdi inşaatlarda demir taşıyarak hayata tutunmaya çalışıyor.
            Van 100. Yıl Üniversitesinden mezun olduktan sonra, 2006 yılında Van’ın Gürpınar İlçesine bağlı Güleçler Köyünde 40 kişilik Birleştirilmiş Sınıfa 4/B statüsünde sözleşmeli sınıf öğretmeni olarak atanan Yusuf Açar, iddiaya göre Gürpınar İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü ile yaşadığı evrak tartışması yüzünden bu duruma geldiğini söyledi.
Açar, iddiaya göre bu kişi tarafından görev yaptığı köyde köylülerin de kandırılarak ve imzalarının da boş kâğıda attırılarak, hakkında savunması bile alınmadan sözleşmesinin fesh edildiğini belirtti.
Van İl Milli Eğitim Müdürlüğünce Van İdare Mahkemesi Başkanlığına gönderilen yazıda “savunmasının bile alınmadığını”nın yer aldığını vurgulayan Yusuf Açar;
“Elimdeki belgede şu anda, sadece sözleşmeli olduğum için savunmam alınmadığı yazılıyor. Eğer bu hukuğa uygunsa ben bu ülkede bir daha öğretmenlik yapmayım o zaman. “dedi.
Başbakandan ve Milli Eğitim Bakanından Öğretmene sahip çıkılmasını isteyen ve hayalini kurarak olduğu öğretmenlik mesleğine tekrar kavuşmak isteyen Yusuf Açar, adeta feryat ederek;
“Bir öğretmenin hayatını mahvetmek bu kadar kolay mı acaba. Çalışıyorum, inşaatta. Ve bana “Yahu sen yıllarca okudun ve öğretmenlik yaptın. Şimdi bizimle aynı işi yapıyorsun.” Bu sözler beni kahrediyor. Çoğu zaman insanlar duymasın diye de gizlice ağlıyorum. Çünkü bu laflar bana ağır geliyor, kaldıramıyorum.”dedi.
Karaman’da Üniversite kampusünde sahasında inşaat alanında gündelik işçi olarak Yusuf Açar;
“Van Salihli Lisesini bitirdim. Üniversiteyi Van 100. Yıl Üniversitesinde Sınıf Öğretmenliği Bölümünü okudum. 2003 yılında Van 100. Yıl Üniversitesinden mezun oldum. Hatta üniversiteyi çok zor şartlar altında okudum ben. Yazın inşaat, kışın okul dönemi geçti benim hayatımda. Benim ilk tercihimdi sınıf öğretmenliği. Tek tercihimdi. En büyük hayalimdi. Bu yıla kadar vekil öğretmenliği yaptım. Ama 2006 yılında Van’ın Gürpınar İlçesine bağlı Güleçler Köyünde sınıf öğretmenliğine atandım. Hakkımda disiplin soruşturması açıldı. Savunmam alınmadan köylülere boş kâğıda imza attırılarak, “Ben bu hocanın görevini değiştireceğim” diye beni karalayarak imza attırılıp hakkımda soruşturma açıldı. Savunma alınmadan köylüler kandırılarak, köylülere; “İşte ben hoca bir şey yapmayacağım, sadece kulağını çekeceğim. Görev yerini değiştireceğim”diyerekten köylülere boş kağıda imza attırıyor. Sonra bunu dolduruyor kendi kafasından. Ben mahkemeye verdim. Geri geldim. 13 gün çalıştım. Adam aynı şeyi bir daha yaptı. Ve yüzüme karşı da “sen 60 defa geri gelsen ben seni yine geri göndereceğim.”dedi.
Ben sözde 14 gün okula gitmemişim. Okulla ilgilenmemişim. Ben bunları dava açarken örendim. Ben buradan Sayın Milli Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu’ya sesleniyorum. Biz doğuda görev yapıyoruz. Şartlarımız zor. Öğretmene böyle mi sahip çıkılıyor. Hani Öğretmenlik bu mu? Hani nerede öğretmene sahip çıkmak. Sadece 24 Kasım’da “sen bir ana, sen bir baba” demek mi öğretmenlik. Ben şu anda inşaat işi yapıyorum. Evimin tek çalışanı benim. Babam felçli yatalak hasta. 2 kardeşim de üniversite okuyor. Tek bakan benim. Tek geçim kaynağım bunlar. Hayatım allak bullak oldu. 3. gün nişanlım beni terk etti. Düğün yapacağım diye masraf yapmıştım. Borçlar birikti. Altından kalkamadım. Kredi kartlarım ve çekmiş olduğum kredi hepsi başıma kaldı. Kardeşlerimin okul masrafları, ailemin geçim kaynağı ve sosyal çevrenin beni dışlaması, sizi sevip sahip çıkmaması beni kahrediyor. Ve şu an inşaatlarda demir taşıyarak çalışıyorum. Yapacak başka da bir iş yok.
Ben napayım. Herkes üzerime geliyor. Bir ton sorun yaşadım. Nişanlım beni terk etti. Evlenmek için borçla eşya almıştım. Onların borçları birikti. Çevrem beni dışladı. Devlet de dışlarsa biz ne yapalım. Tek isteğim benim mesleğimi bana geri versinler.  Benim tek arzum ve isteğim budur.”dedi.
Elimdeki belgede şu anda, sadece sözleşmeli olduğum için savunmam alınmamış. Eğer bu hukuğa uygunsa ben bu ülkede bir daha öğretmenlik yapmayım o zaman.
            Ayrıca elimdeki belgenin “Hukuğa aykırı olmadığını söyleyen bir kişi çıksın. Ben bir daha bu mesleği yapmayacağım. Ben buradan Milli Eğitim Bakanımız sayın Nimet Çubukçu’ya sesleniyorum. Ben görevimi istiyorum. Doğu’da zaten şartlarımız belli. Ben mesleğime kavuşmak istiyorum. Öğretmenlere sahip çıkılmasını istiyorum.
            Ben Gürpınar İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü M.N.B ile 2007 yılında bir ara evrak yüzünden tartıştık. Evrağı vermeyi unutmuştum. Sırf o evrak yüzünden adam bana zıt gitti. Uğraştı, uğraştı ve sonunda başardı. Bir öğretmenin hayatını mahvetmek bu kadar kolay mı acaba. Artık diyecek bir şey bulamıyorum. Her zaman susuyorum. Herkes beni suçluyor. Çalışıyorum, inşaatta. Ve bana “Yahu sen 10 yıl okudun. 5 yıl öğretmenlik yaptın. Bizimle aynı işi yapıyorsun. Bu laflar bana ağır geliyor. Kaldıramıyorum. Ben bu yüzden 2 defa intihar girişiminde bulundum. Abim olmada ben denemiştim.
            Ben şimdi Karaman’da inşaatta çalışıyorum. Çünkü ailemin geçimini sağlamak zorundayım. Mecburum buna. Van’da hiç evde çalışanımız yok. Şu an Karaman’da çalışıyorum. Ama bugün burada iş biter ama acaba başka bir yerde iş bulabilir miyim bilemiyorum. Bırakın rahat işi, ben inşaat işi de bulabilsem çalışacağım. Türkiye’nin durumu belli. İş durumu belli. Yeni tekrar ediyorum. Benim tek isteğim, bana mesleğimi geri versinler. Ben hiçbir şey istemiyorum bu ülkeden. Başbakanımdan, bakanımdan ve yetkili kim varsa, öğretmene sahip çıksınlar, bana mesleğimi geri versinler. Onun dışında hiçbir şey istemiyorum.