İMRALININ GÜVENLİĞİ BAKIN KİME EMANET

İMRALININ GÜVENLİĞİ BAKIN KİME EMANET
İmralı cezaevinin güvenliğini israil asıllı iş adamları yapacak.
TERÖR örgütü PKK lideri Abdullah Öcalanʹın kaldığı İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaeviʹnin elektrik güvenlik sistemlerinin bakım ve onarımı, OYAK Güvenlik Hizmetleriʹnden PRONET Güvenlik Hizmetleri şirketine geçti.
 
ADANIN TAMAMI VE MUDANYA DAHİL BÜTÜN AĞLAR
Beri Koronya, Alp Saul ve İshak İbrahimzadeh tarafından kurulan PRONET firması 25 Şubatʹta yapılan ihaleyi 155 bin liraya aldı. Metin Kastroʹnun genel müdür olduğu PRONET 324 gün süreyle İmralıʹnın elektronik güvenliğinden sorumlu olacak. İmralı Cezaevi yönetimiyle PRONET arasında imzalanan anlaşma ile adanın tamamı dışında Mudanya dahil bütün ağın bakım ve onarımı şirkete verilmiş oldu.
 
ÇOK TARTIŞILACAK İDDİA
Yenişafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi ise bugünkü köşesinde ihaleyi kazanan firma sahiplerinin kökenleriyle ilgili çok tartışılacak iddialarda bulundu. Selvi, ʹBiz ise İmralıʹnın güvenlik sistemini Yahudi asıllı, İsrail-Türk, Çifte vatandaşlık kimliğine sahip kişilere emanet ediyoruz. Sonra da gelip İsrail PKKʹya, Reşadiyeʹde, İskenderunʹda eylem yaptırıyor diye hayıflanıyoruz.ʹ diye yazdı.
 
İŞTE O SATIRLAR
İmralıʹda bir güvenlik kameraları ve dinleme sistemlerinden oluşan bir elektronik güvenlik ve kayıt sistemi var. Öcalan, Türkiyeʹye getirildiğinde İmralı Cezaeviʹnin güvenliğinin sağlanması amacıyla bir ihale açılıyor. İhaleyi OYAK kazanıyor. Buraya kadar anormal bir şey yok. Danıştay saldırısında güvenlik kameralarının arızalı olduğu gibi bir sicile sahip olmasına rağmen, OYAKʹın kazanmasında bir sorun yok diyorum. Çünkü asıl kuşku verici ilişki ağır geride. İhaleyi OYAK alıyor ama , İmralıʹnın güvenlik kameraları ve ses kayıt sistemini Pronet firması kuruyor.
 
İMRALIʹNIN GÜVENLİK KODLARI PRONETʹİN ELİNE GEÇİYOR
Bir anlamda İmralıʹnın güvenlik kodları Pronetʹin eline geçiyor. 25.02.2011 tarih ve 2011-13664 ihale kayıt numarasıyla yapılan ihaleye göre de sistemin yönetimini halen Pronet sürdürüyor. Güvenlik Sistemi üzerine iddialı bir firma Pronet. Zaten resmi Web sayfasına girdiğinizde sizi Petrol Ofisiʹnden Hürriyet Gazetesiʹne, Merkez Bankasıʹndan, büyükelçiliklerden cezaevlerine yüksek profilli bir referans listesi karşılıyor. Pronetʹin internet sitesinde güvenlik sistemleri adına her şeyi bulabilirsiniz ama kurucu ve sahiplerine ilişkin bilgilere pek rastlanmaz. Öcalanʹı koruyan güvenlik kameraları ve ses kayıt sistemlerini kuran Pronet, 1995 yılında Yahudi asıllı Alp Saul, Beri Koronya ve İshak İbrahimzadeh tarafından kuruluyor.
 
ŞİRKETİN ORTAKLARININ ÇOĞU YAHUDİ
Şirketin ortakları ve yönetim kurulu üyeliklerinin çoğunluğunu yine Yahudi asıllı işadamları oluşturuyor. Sehmur Tarı, Arif Kerem Onursal, Andries Van Wijlen bu isimlerden birkaçı. Kuruculardan İshak İbrahimzadeh, Beyoğlu Musevi Hahamhanesi Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve Türk Musevi Cemaati Başkan Vekili. Pronetʹin genel müdürü Metin Kastro ise yine Yahudi asıllı bir işadamı. Kastro, aynı zamanda, "Balat Or-Ahayim Musevi Hastanesi Vakfı"nın yönetim kurulu üyesi. İşadamı oldukları kadar da Yahudi kuruluşlarında aktif isimler. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir Yahudi işadamının Pronet isimli bir şirketinin olmasında yadırganacak ne var diyebilirsiniz.
 
YAHUDİ İŞ ADAMLARI TÜRKİYEʹDE TİCARET YAPAMAZ DİYENLERDEN DEĞİLİM
Bu şirketle OYAK arasındaki ilişkiyi de normal ticari bir faaliyet olarak değerlendirebilirsiniz. Ben ülkemde Yahudi asıllı işadamları ticaret yapamaz diyen bir zihniyete sahip değilim. Hatta farklı din ve etnik köken mensuplarının güven içerisinde ülkemde ticaret yapmalarını bir zenginlik olarak görürüm. Devletin görevinin onların inanç, düşünce ve teşebbüs hürriyetini sağlamak olduğuna inanırım. Pronetʹin İmralıʹnın güvenlik kodlarına sahip olması noktasındaki soru işareti şu. Bu şirketin kurucuları Sehmur Tarı, Arif Kerem Onursal, Andries Van Wijlen çifte vatandaş. Yani hem İsrail hem Türk vatandaşı. İsrail Türk uydusuyla ilgili ihaleyi almak için müthiş bir mücadele vermişti. Alacaktı da. Ancak uydunun kendi toprakları üzerinde görüntü almasına izin vermedi. İhaleyi kaybetti ama taviz vermedi. Terörle mücadelede büyük umutlarla aldığımız Heronların durumu ise ortada. Ya arızalı, ya da Çukurca saldırısında olduğu gibi hayati konuda devrede değil. Heronların aldığı görüntüleri aynı zamanda İsrailʹe aktarıp aktarmadığı ise bilinmiyor.
 
İSRAİL REŞADİYEʹDE EYLEM YAPTIRIYOR DİYE ELEŞTİRİYORUZ
Biz ise İmralıʹnın güvenlik sistemini Yahudi asıllı, İsrail-Türk, Çifte vatandaşlık kimliğine sahip kişilere emanet ediyoruz. Sonra da gelip İsrail PKKʹya, Reşadiyeʹde, İskenderunʹda eylem yaptırıyor diye hayıflanıyoruz.