Piyasalara siyasi gerginlik kapanı

Piyasalara siyasi gerginlik kapanı
Uluslararası piyasalarda borsaların son 1 ay içinde yükseliş kaydetmelerine karşılık İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının gerilemesi siyasi gerginliği ön plana taşıdı.

AS Haber Ajansı’nın (asha) derlediği haber analize göre, bugün 791 puan ve yüzde 1.94 oranında düşüşle haftayı 39.961 puandan kapatan borsa 1.48 milyar YTL işlem hacmiyle hala gücünü korurken AK Parti kapatma davası, türban meselesi, Yargıtay – hükümet çekişmeleri ve buna benzer siyasi gerginlikler İMKB’ye sun’i kan kaybediyor.

ASHA’nın analizine göre, son 1 ayda Arjantin ile Brezilya borsaları ortalama yüzde 7, İngiltere ve Japonya borsaları yüzde 2 oranında değer kazandı. Enerji ve gıda fiyatlarıyla yükselen enflasyona, Merkez Bankası’nın faizleri arttırmasına ve cari açık beklentisine rağmen moralini bozmamaya çalışan İMKB, söz konusu zaman içinde siyasi risk sebebiyle yüzde 6 gerileyerek hisse senetlerinin ucuz bir şekilde zararına satışlarla el değiştirmesine sebep oldu.

“IMF stand-by tartışması bile kara nokta”

Ekonomide diğer bir gerginlik alanı “IMF ile yapılacak mı, yapılmayacak mı veya ne şekilde yapılacak” tartışmalarının muhatabı stand-by anlaşması. Siyasi kanattan resmi bir açıklama olmamasına karşılık hükümetin yeni bir stand-by yapmama yönünde karar vereceğine dair haberler yayılmaya çalışılıyor. Piyasalar IMF ile gerek ihtiyati veya gerekse başka türlü stand-by anlaşması yapmasını bekliyor. Hükümet stand-by anlaşması yapmasa bile IMF üye olması hasebiyle diğer sanayileşmiş ülkelerde de yaptığı gibi Türkiye’yi zaten belli zamanlarda denetleyecek ve önerilerde bulunacak.

“Siyasi spekülasyon tutarsa ne olur?”

Faiz artışıyla enflasyonu ve kurdaki yükselişi engellemeye çalışan Merkez Bankası’na karşı oluşan siyasi gerginlik spekülasyonu tutarsa kurlar yükselecek ve döviz tarafında yeni bir kazanç yolu ortaya çıkacak. Siyasi gerginlikle yabancı yatırımlar da baskı altında kalacak ve Türk eurobondları değer kaybedecek. Bu da ülke puanını olumsuz etkileyecek.
Uzmanlar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “Türban davasını Haziran’ın ilk haftası görüşeceğiz” sözünü öne çıkararak Türk piyasasının üzerinden kara bulutların bir an önce kalkması için siyasi gerginliğin acilen çözülmesini istiyorlar.

“ABD, Türkiye’den farklı değil”

Piyasaların mihengi ABD de spekülasyon iddialarıyla çalkalanıyor. Dünyanın en büyük tahvil fonu Pacific Investment Management yöneticisi Bill Gross, hükümetin enflasyonu değerinin en az 1 tam puan altında hesapladığını ileri sürüyor. Gross, durumun bazı gelişmekte olan piyasaları daha çekici yatırım mekanları haline getirdiğini belirtiyor ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) enflasyonda tüketici fiyatlarını (TÜFE) değil de çekirdek TÜFE’yi baz almasını eleştiriyor. Gross, “ABD’de enflasyon kontrol altında diye düşünenler aslında aldanıyor” ifadelerini kullanıyor.

ABD’de siyasette de hatırı sayılır spekülasyon organizasyonları yapılıyor. Milyarder yatırımcı Carl Icahn, ABD başkanlık adaylığı yarışında Hilary Clinton’la yarışan Barrack Obama’yı eleştirerek seçildiğinde “berbat” bir başkan olacağı yolunda propagandalar yapıyor. Icahn’a göre Obama seçildiği takdirde dolara olan güven azalır, beraberinde yüksek faizler gelir.

“Petrolde oynanan oyun şeytanın aklına bile gelmez”

Spekülatörlerin en fazla nemalandığı petrolde ise fiyat ayarsızlığı aldı başını gidiyor. Lehman Brothers’dan bir yetkili 2009 yılında petrol 100 doların altına inecek hatta 80’li dolarları görecek derken Simon & Co. International spekülatörleri daha da gaza getirecek “Petrol önümüzdeki 4-5 yıl içinde 500 doları geçer” sözünün arkasından “2009 yılında petrolün varili 70 dolara da alınabilir” açıklamasını yapmak zorunda kalıyor.

Uzmanlar zayıf dolar politikasıyla fiyatlarında yükselme eğilimi bulan petrolde asıl suçlunun, üretim ve stok verilerin tam anlamıyla verilmeyerek spekülasyona açık hale getirenler olarak görüş belirtiyorlar.

“ABD Senatosu’nda petrol sorgusu”

ABD’li Exxon Mobil’in patronu Stephen Simon, Conoco Phillips’in patronu John Lowe, Chevron yetkilisi Peter Robertson, BP America’dan Robert Malone ve Shell’in patronu John Hofmeister gibi petrol devleri bugün Senato’da yükselen fiyatlar sebebiyle elde ettikleri karlar konusunda ifade verdiler. Petrol patronları savunmalarını “benzin fiyatlarındaki artışın, elde ettikleri karla ilgisi olmadığını, küresel arzdaki azalma ve artan talepten kaynaklandığı” şeklinde yaptılar ve asıl suçlu olarak Senato’yu gösterdiler.

California Senatörü Dianne Feinstein, petrol patronlarını mağduru oynamakla itham ederken Illinois Senatörü Dick Durbin, “Dünya sizin yüzünüzden sıkıntı çekiyor. Ekonomiler tehdit altında. Siz bu durumdan hiç rahatsız olmuyor musunuz?” diye patronlara sert çıktı. Senatör Leahy de, “Halk eziliyor, siz ise karınıza kar katıyorsunuz” diyerek patronları insafa davet etti.

“Petrolün ABD ve Türkiye fiyatları”

ABD’de benzin 16 gündür rekor kırıyor. Son olarak Perşembe günü 24 cent daha yükselen benzinin galon (4.5 litre) fiyatı 3.83 dolardan satılıyor. Bu durumda benzin Türkiye’ye göre son derece ucuz görünüyor. Türkiye’de benzinin litresi ortalama 3.48 YTL, motorinin litresi ise 3.03 YTL’den işlem görüyor. 1 Haziran’da ABD’de kasırga sezonu başlıyor. Bunun da fiyatlarda önemli oynamalar yapacağı tahmin ediliyor.

“Euro bölgesi şimdilik rahat”

Euro bölgesi daha stabil. Analistler bugün açıklanan ve 51.1’le 51.4’lük beklentinin altında kalan Bileşik Satın Alma Yöneticileri Endeksi’nin (PMI) Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artırım ihtimalini ortadan kaldırdığı yorumunu yapıyorlar. Son 5 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşen veriyi değerlendiren Citigroup ekonomisti Michael Saunders, “Bu yavaşlamanın ardından ECB’nin faiz artırım ihtimali kalmadı. Faizlerdeki yeni adım düşürme olur” diyor. Euro Bölgesi Ekonomi Bölümü Başkanı Jacques Cailloux da, “Veri, piyasalardaki ECB’nin yakın zamanda faiz arttırabileceğine ilişkin görüşü değiştirdi” yorumunu yaptı.