Kmü’de Karaman’ın Toplumsal Sorunlarına İlişkin Çalıştay Yapıldı

Kmü’de Karaman’ın Toplumsal Sorunlarına İlişkin Çalıştay Yapıldı
Kmü’de Karaman’ın Toplumsal Sorunları Analiz Edildi

 Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi (KMÜİİF) tarafından ‘Karaman İli ve İlçeleri Toplumsal Sorun Analizi Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştaya Karaman Valisi Murat Koca, Garnizon Komutanı J. Kd. Alb. Mustafa Akış, Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Yıldırım, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halit Çalış, Genel Sekreter Ahmet Tüfekci, İl Müftüsü Nuri Değirmenci, Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ertan Özensel, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

“Kişisel sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız”

Öğretim Görevlisi İrfan Çakıcı’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan çalıştayın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Halit Çalış, insanın sorumluluk sahibi bir varlık olduğunu belirterek, “Sorumluluk, hayatı Allah’ın iradesi çerçevesinde şekillendirmeyi, sosyal çevrenin de aynı istikamette şekillenmesi için var güçle çalışmayı gerektirir. Sorumluluk mükâfat ve cezayı da gerekli kılar. Burada dikkat edilmesi gereken husus olumlu ya da olumsuz davranışın bir şekilde dünyada da karşılığının bulunmasıdır. Şüphesiz aynı gemide seyrediyoruz. Yol arkadaşlarımızla tamamıyla ortak paydalarımız var. Her şeyden önce ya yaradılıştan yani insan olma bakımından ya da aynı değerleri benimseme açısından kardeşiz. Hal böyle olunca bütün insanlar, bahusus Müslümanlar arasında kardeşlik hukuku değerleri işlemelidir.” dedi.  

Prof. Dr. Halit Çalış, doğup büyüdüğümüz ve geçimimizi sağladığımız şehirlerin üzerimizde hakkı olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Toplumsal dönüşüm için bize ümit bağlayan insanların ümitlerini boşa çıkarmadan görevlerimizi yerine getirmek zorundayız. Ümidin yerini karamsarlığın almasına fırsat vermemeliyiz. Din, ahlak ve gelenek değerleriyle yoğrulmuş büyük medeniyetiin dikili taşları konumundaki şehirlerimizin kişiliğimizi ve kimliğimizi oluşturmaktaki etkisini inkâr edemeyiz. Kişiler gibi kurumların da sorumlulukları var ve kurumlar da sorumluluklarını kişiler marifeti ile yerine getirir. Bugün gerçekleştirdiğimiz bu çalıştay, İslami İlimler Fakültesi olarak üstlendiğimiz bu sorumluluğun bir gereğidir. Ortak bir hayat sürdüğümüz insanlarla ortak paydalarımız bulunuyor. Bu durumda çevremizdeki olaylara duyarlı olmak, kişisel sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız.”

“Üniversiteler bulundukları şehirlere katkı vermeli”

KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen ise üniversitelerin temel görevinin eğitim öğretim faaliyetleri ve bilgi üretmek olduğunu söyleyerek günümüzde ise üniversitelerin bu görevlerin yanı sıra farklı görevler de üstlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Rektör Gökmen, “Üniversiteler artık bulundukları şehirlere katkı veren kurumların başında gelmektedir. Sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda şehirlerde yaşanan sorunlara çözüm bulmak ve şehirlerin her anlamda gelişimine katkı sağlamak üniversitelerin önemli bir görevidir. Bu bağlamda gerçekleştirilen çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.   

Açılış konuşmalarının ardından ‘Sosyolojik Analiz’ başlıklı oturumun konuşmacısı olarak Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ertan Özensel kürsüye çıktı. Karaman’da bir yıl süre ile çalıştığını ve Karaman’ı yakından tanıdığını dile getiren Doç. Dr. Özensel, toplumsal hafıza kavramının toplumların geçmiş ve geleceğe yönelik önemli unsurları barındırdığını belirterek, “Toplumsal hafızanın oluşmasında arşiv ve arşivcilik önemli bir yere sahiptir. Arşiv geleneği çok güçlü bir geçmişten geliyoruz.” dedi. 

“Hukuken suç teşkil etmeyen bir eylem vicdanen suç teşkil edebilmektedir”

Sosyoloji ve suç ilişkisi üzerine değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Özensel, suçun hemen hemen her dönemde toplumsal sorunların başında geldiğini hatırlatarak, “Farklı kültür, etnik grup ve mezheplerden meydana gelen kitlelerin kentlere yığılması çeşitli asayiş sorunlarını da beraberinde getirdi. Kaos ve işsizlik bu kitlelerin bir kısmını hayatlarını idame ettirebilmeleri adına bile olsa suç işlemeye itti.” diye konuştu. 

Doç. Dr. Ertan Özensel, modernleşme ve kentleşme ile ilgili yaklaşımların sosyolojide yaygın olarak görüldüğünü belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kentlerdeki suç oranı kırsal bölgelerdeki suç oranına göre daha yaygındır. Çünkü suç bulaşıcıdır. Kentlerdeki insanların toplumsal münasebetleri diğer yerlerdeki insanlara göre çok daha karmaşık ve yaygındır. Kentlerde servet farkı fazlalığının daha fazla olmasından dolayı suç çeşidi ve oranı da daha fazla olmaktadır. İletişim ve ulaşım olanaklarının gelişmesine bağlı olarak belli kitlelerin belli yerlerde toplanması bu mahallelerde suç oranlarının değişmesine sebep olmuştur. Kentleşme ve kent sayısının artmasına bağlı olarak suç oranlarında da artışlar yaşanmaktadır.” 

Suç konusunu hukukun ve sosyolojinin ele alış biçimlerinin farklı olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Özensel, “Bir eylemin suç teşkil etmesi hukukun onu doğrudan suç sayması ile ilgilidir. Bir eylem hukukça suç teşkil etmezken toplumsal değerler ve bireysel vicdanlarda suç teşkil etmektedir. Hukuk ile toplumsal değerler arasında suçun tanımlanması, yorumlanması ve anlamlandırılması açısından çok önemli farklılıklar bulunmaktadır.” dedi.  

“Yasalardan beklenen faydanın elde edilebilmesi; millet desteği ve devlet kararlılığına bağlıdır”

Çalıştayda “Hukuki Analiz” oturumu için Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan kürsüye geldi. Alan, kanunların ve yasaların etkin bir şekilde kullanılması gerektiğine inandığını ifade ederek, “Yasanın etkin bir şekilde kullanılması için toplumsal destek şarttır. Milletin arkasında durmadığı yasalar uygulanamıyor. Devlet ve milletin arkasında durduğu yasaların uygulanması ve sonuç alınması çok daha kolay oluyor. Toplumun ve devlet kurumlarının kanunlara uyma konusunda duyarlılığını uyandırmak için bu çalıştay büyük önem taşıyor.” şeklinde konuştu.  

Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, sunumunda Karaman’daki adli olaylara ait açılan dosya sayıları ile ilgili istatistikler paylaşarak değerlendirmelerde bulundu. Alan, 2010 yılında Cumhuriyet Başsavcılığına 8 bin 65 dosya geldiğini, bu rakamın 2014 yılında ise 12 bin 258’e ulaştığını söyledi. 2014 yılında çeşitli suçlardan dolayı açılan dosya sayılarını slayt eşliğinde dinleyicilerle paylaşan Alan, basit yaralama ve kasten yaralama sayılarının bin 806, taksirle yaralama suçlarından açılan soruşturmaların 2 bin 224, kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs için açılan soruşturma sayısının 16 olduğunu söyledi.




2014 yılında 334 intihar teşebbüsü, 556 boşanma gerçekleşti”

Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, cinsel suçlardaki artışa dikkat çekerek 2014 yılında bu suçtan kaynaklanan 193 dosya bulunduğunu söyledi. Hırsızlık soruşturma sayısının 887 olduğunu belirten Alan, uyuşturucu madde imal ve ticaretini yapma soruşturması kapsamında 44 dosya olduğunu vurguladı. 

Karaman’da yaşanan intihara teşebbüs ve boşanma olayları hakkında da değerlendirmede bulunan Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, intihara teşebbüs vakalarında cinsiyete göre değerlendirildiğinde kadınlarda bu sayının 242, erkeklerde ise 92 olduğunu söyledi. Medeni durumuna göre değerlendirme yapıldığında ise intihar vakalarının evlilerde 127, bekârlarda 207 adet olduğunu söyledi. İntihar teşebbüslerinde kadın sayısının çok fazla olduğuna dikkat çeken Alan, “Kızlarımıza ve kadınlarımıza sahip çıkmalıyız. Bu rakamlar onların mutsuz olduğunu gösteriyor.” dedi. 

Boşanma sayıları ile ilgili de rakamlar sunan Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, 2014 yılında Karaman’da 661 boşanma davası açıldığını, bunların 556’sının boşanma kararı ile sonuçlandığını söyledi.

“Toplumun yaygın bir dini bilgilendirmeye ihtiyacı var”

Çalıştayın “Dini Tahlil” oturumunda konuşan Prof. Dr. Halit Çalış, son beş yıl içerisinde Din İşleri Yüksek Kuruluna Karaman bölgesinden 400 kadar soru sorulduğunu açıklayarak bu sorulardan bazılarını paylaştı. Prof. Dr. Çalış, soruların değerlendirmesi yapıldığında çok ilginç veriler elde ettiklerini dile getirerek konuşmasında şunları söyledi: “Milletimiz helal haram konusunda çok hassas. Dinen sakıncalı bir tutum ve davranış içerisinde bulunmaktan çekiniyor. Uygulamak amacıyla soru soruyor. Halkımız belalara maruz kalmaktan çok korkuyor ve duayı çok önemsiyor. Fetva ve uygulama noktasında farklılık, mevzuatla dini yükümlülükleri yerine getirme noktasında ikilemde kalmak istemiyor. Televizyon ve internet ortamından edinilen bilgilere yeterince güvenmiyor. Dini söylem ve iddialar konusunda vaktinde ve tatmin edici mahiyette bilgilendirmede bulunulması gerekiyor.” 

Değerlendirme konuşmasının ardından 18 maddelik sonuç bildirgesinin okunmasıyla çalıştay sona erdi.