KMÜ’de ‘Kerkük’ Konferansı

KMÜ’de ‘Kerkük’ Konferansı
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Ata Öğrenci Topluluğu tarafından ‘Kerkük’ konulu konferans düzenlendi.

Araştırmacı Yazar Osman Ülkümen’in konuşmacı olarak katıldığı konferansa öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.
Ülkümen, Irak’ta bir Türkmen şehri olan Kerkük’ün tarihini, bölgenin önemini, Irak ve Suriye’de oynanan oyunların nedenlerini ve ülkemizle olan ilişki ve bağlarını dinleyicilerle paylaştı.
Kerkük bölgesinin tarihi hakkında açıklamalarda bulunan Ülkümen şunları ifade etti: “Bölge, Fırat ve Dicle nehirlerinin bulunduğu Mezopotamya denilen antik bölgenin içerisindedir. İnsanoğlunun dağıldığı, pek çok dinin ortaya çıktığı, Nuh Tufanı’nın koptuğu bölgedir.  Bütün semavi dinlerin yayıldığı bölge olması nedeniyle de tüm dünyanın odak noktası olmuş ve ilgi alanından hiç çıkmamıştır. İlk yazının bulunduğu veya yazı olarak harflere, alfabeye dönüştüğü bölge buralardır.” 
Ülkümen, “Kerkük Türkleri, 900 yıl önce El-Cezire bölgesine yerleşerek vatan tutan 24 Oğuz boyunun muhtelif boy ve oymaklarının neslinden gelmektedirler. Irak Türkmenleri ise Irak’a 1516 yılında Osmanlı Devleti’nden önce yerleşmişlerdir ve Müslümanların %60’ı Sünni, %40’ı Şiilerden oluşmaktadır. Türkmen nüfusunun yoğunlaştığı yerler genellikle kuzey ve merkez Irak bölgeleridir; bunlar Erbil, Kerkük, Selahaddin ve Diyala illerinde yaşamaktadırlar. Türkmenler, Irak’ta Araplar ve Kürtlerden sonra en büyük üçüncü etnik grubu oluşturur.” şeklinde konuştu.
Ülkümen, sözlerine şöyle devam etti: “Modern Irak tarihinde Türkmenler, Irak’ta yıllardır süregelen asimilasyon kampanyalarına maruz kalmaktadırlar. Bölge, tarih boyunca dramatik olaylara sahne olmuştur. Bu süreçte Kerkük Türkleri, değişik tarihlerde çok büyük baskı ve katliamlarla karşılaşmışlar, âdeta “etnik temizlik” denebilecek olaylar yaşamışlardır. Kaçakaç, Levy, Gâvurbağı, Kerkük, Kerkük Türkmen, Tuz-Hurmatu, Altunköprü, Erbil, Telafar, Taze-Hurmatu, Beşir ve Tisin katliamları ile Irak’ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde Türkmen gençlerin şehit düşmesi bunlardan bazılarıdır.”  
Güney sınırlarımızdaki komşu ülkelerde meydana gelen olayların tarihsel ve çapraşık nedenleri olduğu söyleyen Ülkümen, “Petrol yatakları ve enerji koridorları, çeşitli ülkelerin bölge üzerinde bulunan emelleri, mezhepsel ve etnik çatışmalar; bazı ülkelerin bölge üzerinde hâkimiyet kurma çabaları, güç gösterileri, destekledikleri terör örgütleri var. Aslında tüm bu olup bitenlerin ana nedeni bizim İslam Dünyası ile kara bağlantımızı kesmektir. Yani operasyonların arka planında Türkiye Cumhuriyeti var.” dedi. 
Ülkümen, “Bize Musul’da, Kerkük’te, Irak’ta, Suriye’de ne işiniz var, diyenler var. Öncelikle bu ülkeler bizim komşumuz, komşumuzda olan olaylar birinci derecede bizi ilgilendirir. Ayrıca bu ülkelerdeki insanlarla din, kan ve tarih bağımız, kültürel bağlarımız var. Onların derdi ise petrol, para, çıkar, bölgede egemenlik kurmak. Ama başaramayacaklar. Büyük Türk milleti ve devleti buna izin vermedi, vermeyecek. Kerkük Türk’tür, Türk kalacak.” diyerek sözlerine son verdi.