9 Bin Yıllık Yumuktepede Kazılar Başladı

9 Bin Yıllık Yumuktepede Kazılar Başladı
9 bin yıldır kesintisiz yerleşim yeri olarak kullanılma özelliğiyle dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan Mersin’deki Yumuktepe Höyüğü’nde bu yılki kazılar başladı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Isabella Caneva, "Dünyada Yumuktepe’den daha eski yerleşim yerleri var ama Neolitik Çağ’dan Orta Çağ dönemine kadar kesintisiz kale olarak kullanılan Yumuktepe’nin özelliği devamlılık" dedi.

Milattan önce 7 binli yıllarda Neolitik Çağ’ın bir kalesi olarak ilk yerleşimin kurulduğu Mersin’in merkez Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğü’nde kazı ekibi çalışmalarına başladı. İtalya Lecce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Isabella Caneva’nın, ekibiyle birlikte 25 yıldır her yaz aralıksız sürdürdüğü, üst üste kurulmuş medeniyetlerin en tepesinden başlayıp aşağıya doğru inerek sürdürülen çalışmalarda, bu yıl ilk etapta 10’u akademisyen, 12’si işçi 22 kişi görev alıyor. Ekim ayının sonuna kadar devam edecek kazılarda, Kurban Bayramı’ndan sonra ekiptekilerin sayısı da 30 kişiyi bulacak.

Neolitik Çağ’dan başlamak üzere Kalkolitik, Orta Kalkolitik, Geç Kalkolitik, Tunç Çağı ve devamında Orta Çağ’a kadar uzanan, M.Ö. 7 binli yıllardan 14’üncü yüzyıla kadar geçen dönemde kesintisiz yerleşim yeri olma özelliğiyle her tabakada ayrı kalıntıların bulunduğu Yumuktepe kazıları, şu anda 3 ayrı ekibin 3 ayrı tabakada yürüttüğü çalışmalarla devam ediyor.

"Yumuktepe’de Neolitik Çağ’dan Orta Çağ’a kadar kesintisiz seri yerleşim var"

Kazı Başkanı Prof. Dr. Caneva, kazı alanında İHA muhabirine çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Yumuktepe’de iki ayı aşkın süre kazı yapacakları bilgisini veren Caneva, çalışmaları Türk ve İtalyan üniversitelerinin ortak yürüttüğünü söyledi. Yumuktepe’de çok uzun süre ve kesintisiz seri yerleşim bulunduğunu belirten Caneva, "Milattan önce 7 binde Neolitik Çağ’da başlıyor, ondan sonra Orta Çağ’a kadar üst üste kalıntılar bulunuyor, 14’üncü yüzyıla kadar yerleşim var. Neolitik hariç her zaman burası ‘kale’ olarak kullanılmış. Deniz kenarında en yüksek yer burası olduğu için hem savunma nedeniyle hem de sudan korunmak amacıyla kullanılmış" dedi.

Caneva, bu yaz ilk etapta kazılara, Neolitik dönemin hemen üstünde yer alan M.Ö. 5 bin-5 bin 500 dönemini kapsayan Geç Neolitik Çağ, M.Ö. 4 bin 500 dönemindeki Geç Kalkolitik Çağ, onun üstündeki ilk Tunç Çağı’na ait bir yerleşmede ve ayrıca Orta Çağ tabakasında çalışmalara başladıklarını ifade etti. Bayramdan sonra Neolitik Çağ’daki yerleşmenin bulunduğu tabaka çalışmalarını genişleteceklerini dile getiren Caneva, "Bizim ortaya çıkardığımız kalıntıları ve özellikle duvarları olduğu gibi koruyabilmemiz için bazı çalışmalar yapmamız gerekiyor. Kazı alanını önce temizleyip restore ediyoruz. Biliyorsunuz buranın havası çok sıcak ve otlar, bitkiler bu havayı çok seviyor. Köklenen bitkiler zamanla bu duvarlarda çatlamalar yapıyor. Bunu önlemek için ilaçlama yapılıyor ama yeterli olmuyor. Biz de şırıngalarla bu bitkilerin köklerini kurutuyoruz" diye konuştu.

"Dünyada Yumuktepe’den daha eski yerleşim yerleri var ama Yumuktepe’nin özelliği devamlılık"

Bu yılki kazılardan çok şey beklediklerini de vurgulayan Caneva, kazı ilerledikçe çok detaylı noktalarda çalışacaklarını kaydetti. 25 yıldır yaptıkları kazılarda her dönem için ayrı ayrı çok önemli buluntuları ortaya çıkardıklarını belirten Caneva, "Yumuktepe, ilk olarak 60 yıl önce bir İngiliz ekip tarafından kazıldı. Bu kazıların ardından çok önemli bir kitap çıktı. Daha sonra yapılan tüm kazılarda bu kitaptan yararlanılıyor. Biz de bu kitabı kullanıyoruz ve ona çok detay ekledik. Bu da çok önemli. Bu sayede Yumuktepe daha sonraki yıllarda da anahtar sit alanı olarak devam edecek" ifadelerini kullandı.

Dünyada Yumuktepe’den daha eski yerleşim yerleri olduğunu vurgulayan Caneva, "Ama Yumuktepe’nin özelliği devamlılık. Üst üste kesintisiz çok uzun zaman yerleşim olarak kullanılmış" şeklinde konuştu.

"Yumuktepe’nin açık hava müzesi olması için Büyükşehir Belediyesi çalışma başlattı"

"Yumuktepe’nin kent müzesi olması çok uzun zamandır benim rüyam" diyen Caneva, şunları söyledi:

"Olmaması çok yazık. Burada çok uzun bir tarih var. Bu tarih tepeden çıkıyor ve bu tepe şehrin içinde kalıyor. Türkiye’de böyle başka bir örnek yok. Burada yerleşim açısından bir devamlılık olması çok güzel. Bundan dolayı burası bir açık hava müzesi olmalı. Biz, birkaç seneden bu yana burayı kent müzesi olması için hazırlıyoruz. Geçen sene bizim bu projemizi Mersin Büyükşehir Belediyesi aldı ve gerçekleştirmek için çalışmaya başladı. Biz de danışman olarak onlarla birlikte çalışıyoruz."